G-20 zirvesi ve sonuçları

A -
A +
Böyle zirvelerden hemen hayata geçecek kesin ve keskin kararların çıkması zor ve nadirdir. Ancak yeni istikamet ve paradigmaların oluşumunda, önemli başlangıç noktası teşkil edebilirler.

G-20 Antalya Zirvesi Paris'teki korkunç terörist saldırıların gölgesinde toplandı. Dolayısıyla, daha önceden üzerinde çalışılan ve zirvenin ana müzakere konularını teşkil etmek üzere tasarlanan; "Kapsayıcılık, Uygulama ve Yatırımlar" başlıkları, Fransa'daki yakıcı gelişme sebebiyle, sanki tali gündeme dönüştü... Fakat diğer taraftan da, insan hak ve hürriyetleri ve can güvenliği bakımından, esasen çok daha zaruret ve acil nitelik arz eden meseleler açısından bir fırsata dönüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, sonuç bildirgesini açıklarken ifade ettiği üzere, "Teröre karşı kuvvetli bir duruş sergilenmesi" çok önemlidir. Keza şu hususa da dikkat çekmek gerekiyor. Bugüne kadar teröre ve terör örgütlerine karşı, hep çifte standartlı ve ikiyüzlü bir tavır sergileyen ülkelere karşı, daha güçlü bir hatırlatma yapma imkânı da ortaya çıktı. Yani terörün dini, dili ve ırkının olmadığı, bu sebeple kimilerinin kasıtlı şekilde sürdürdüğü söylemlerle yüzleşmesi durumu da hâsıl oldu. Türkiye yıllardır, bu konuda sesini duyurmak için büyük çaba içinde idi. Ne yazık ki, Batı ülkeleri feryadımızı hep duymazlıktan geldi. Ne zaman ki terör onların da canını yakmaya başladı, işin rengi hemen değişti!.. Terörün en büyük mağduru, her zaman Müslümanlar oldu. Şimdi de, 2001 saldırılarından sonra olduğu gibi, yine Avrupa ve Amerika'da yaşayan Müslümanlar için, çok sıkıntılı bir dönem başlıyor!..

Aslında gelişmiş ülkeler, dünyadaki açlık, fakirlik, iç çatışmalar, küresel göç ve artık küresel bir mahiyet kazanan terör konusunda, dürüst ve samimi muhasebe yapabilse, problemlerin çözümünde mutlaka daha yüksek başarı seviyesi yakalanacaktır. Lakin bu dürüstlüğü gösterme noktasında, hâlâ ayak dirediklerini esefle görüyoruz. Yüz binlerce sığınmacı Batı ülkelerinin kapısına dayanana kadar, hiçbir AB üyesi, Suriye'deki felaketi görmek istemedi. Hâlâ daha, bu konuda rasyonel bir yaklaşım içinde olduklarını söylemek zor... Bu yüzden, G-20 zirvesinin Antalya'da toplanmasını, Türkiye iyi değerlendirerek, insanlık için en acil çözüm bekleyen meseleleri etkili biçimde gündeme taşımayı başarmıştır. Antalya'da dünya liderlerinin yaptığı açıklamalar ve müzakereler neticesinde varılan mutabakatlar, orta ve uzun vadede her vakit birer referans olarak dikkate alınacaktır diye düşünüyoruz. Bu bakımdan Antalya zirvesinin öncekilere nazaran farklılık arz ettiğini belirtelim.

Zirvenin ülkemiz prestiji ve imajı bakımından da, çok büyük getirileri olduğu muhakkaktır. Her şeyden önce bu, bir kapasite meselesidir. Türkiye artık hangi boyutta olursa olsun, bu türden uluslararası organizasyonları gerçekleştirme kabiliyet ve tecrübesine sahip olduğunu göstermiştir. Bu zirvenin Antalya şehrimize sağladığı kısa vadeli maddi katkının ötesinde, ülkemizin tanıtımı bakımından, ileriye dönük olarak turizm sektörü için büyük bir yatırım niteliği taşıdığına işaret edelim. Binlerce önemli diplomatik konuğu aynı anda ağırlamak, hizmet ve güvenlik sisteminde bir zaaf yaşamadan organizasyonu tamamlamak, ülkemiz açısından yüz akıdır. Hatırlayalım, 2002 yılı Ocak ayında, Afganistan'da yeni yönetimin şekillenmesi için, toplanacak konferansın hepi-topu 6 milyon dolarlık masrafı, o günkü ekonomik kriz ortamında üstlenilemediği için, bahse konu toplantı Almanya'da yapılmıştı... Bugün Türkiye Suriyeli misafirleri için 8 milyar dolar harcayabiliyor...

Ülkelerin büyümesinde ve kalkınmasında, vizyon ve cesaretin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha anlıyoruz. Rahmetli Turgut Özal, şayet Türkiye'de turizmin önünü açıp, peş peşe beş yıldızlı otellerin dikilmesini sağlamasaydı, bugün Antalya'da bu devasa organizasyona ev sahipliği yapabilir miydik? Türkiye, son yıllardaki yüksek performansı ortaya koyup dünyanın sayılı ekonomileri arasına girmeseydi, bugün G-20 başkanlığı görevini üstlenmiş olabilir miydi? Evet, çıtayı daha yükseklere koymak durumundayız.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.