Miçotakis’in ayakları yerden kesildi ama...

A -
A +

ABD ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin fiilî sonucu protektoradır… Güçlü devletin zayıf olanı tek taraflı himaye etmesi. Bu durumda zayıf devletin “egemenlik” kabiliyeti hak getire! Ama Yunanistan akıllanmış değil!..

 

Yunanistan Başbakanı Kriyakos Miçotakis, ABD’de beklediğinin de ötesinde iltifat görünce ayakları yerden kesiliverdi… Eh, öyle böyle değil, Beyaz Saray’da "Bidenopulos" oturuyor! Yunan Lobisinin taktığı isimden memnun olan Joe Biden, misafirini Yunan Bayrağını simgeleyen kravatla (mavi-beyaz) karşılamış. "Merhaba, ben Joe Bidenopulos" diye de espri yapmış. Bunlar Miçotakis için az şey değil. Ekonomisi serapa batık ve on yıllarca düzelmesi imkânsız gibi. Ama o ve hükûmeti, ha bire silah satın alıyor. Sayın Hulûsi Akar’ın daha önce ifade ettiği üzere, bütün bu askerî harcamalar eğer yalnız savunma içinse çok fazla, Türkiye için ise çok az!..

Yunanistan malum ABD ile beş yıllık savunma iş birliği anlaşması imzaladı ve bunun sonucu olarak Yunan toprağının hemen her yerine ABD askerî gücü konuşlandırıldı. Bugünkü fiilî sonuçları itibanıyla, ABD-Yunan ilişkileri tam anlamıyla PROTEKTORA mahiyetinde. Yani güçlü devletin zayıf olanı tek taraflı himaye etmesi…

Tabii bu durumda, zayıf devletin “egemenlik kabiliyeti” adamakıllı kayıt altına girmiş olur. Lakin Yunan Hükûmeti bu durumu hiç dert etmiyor. Tam aksine kendisini ABD’ye biraz daha raptedecek yeni arayışların peşinde. Zira Türkiye’ye karşı kendisini daha korunaklı kılmak istiyor. Bu yüzden ilgili-ilgisiz her adımda, Türkiye’yi hedef almakta, husumeti körüklemekte ve bu tavırla Batı’dan (AB ve ABD) daha fazla destek ve himaye koparmaya çalışmakta…

ABD ziyareti sırasında Miçotakis’i en fazla sevindiren olay, herhâlde Kongre üyelerinin kendisine bol bol bahşettiği alkışlar olmuştur. Zira benzer bir şakşakçılığı, Kongre üyeleri eski İsrail Başbakanı Netanyahu için de yapmıştı. Çok gülünç biçimde, içi dolu veya boş, her cümlesine alkış tutmuşlardı…

Miçojtakis “Kıbrıs’ta iki devletli çözümü asla kabul etmeyeceğiz…” cümlesini telaffuz ettiğinde, Kongre topyekûn, 435 temsilci ve 100 senatör ayakta uzun uzun alkış tuttular. Yunan kamuoyu ve hükûmeti için bu tablo, bulunmaz bir şeydi. Fakat şunu da hatırda tutmaları gerekir. Kıbrıs’taki çözümün anahtarı, asla kongredeki bu ucuz alkışlar olamaz. Kıbrıs’ta bundan böyle ya iki devletli çözüm olur ya da çözümsüzlük devam eder. Bunun altını kalın bir çizgi ile çizelim…

ABD haksız yere Türkiye’yi F-35 uçakları projesinden dışladı. Şimdi Yunan Hükûmeti bu durumdan vazife çıkarıp, aynı uçaklara talip oluyor. ABD bugüne kadar Türkiye ve Yunanistan ilişkilerinde tavşana kaç tazıya tut politikasını güttü. Miçotakis bu son ziyaretinde de, baştan sona ülkemizi şikâyet etti. Ne kadar şikâyet ederse etsin, Yunanistan Türkiye’ye karşı, boyunu çok çok aşan siyasi hedef ve atraksiyonlarından sonuç alamaz. Bugüne kadarki bütün çabalar, bunun göstergesidir. Eğer Yunanistan bir an evvel gerçekçi politikalara dönüp, Türkiye ile husumet yerine dostluk köprüleri kurmaya çalışırsa, bundan çok kazançlı çıkar…

           

    İSVEÇ VE FİNLANDİYA:

“BOŞUNA YORULMASINLAR!..”

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir süreden beri NATO’ya üye olmak isteyen İsveç ve Finlandiya’ya karşı sert ve keskin mesajlarını vermeye devam ediyor. Dün AK Parti Grup Toplantısında da bu mesajları yeniledi. Özetle şunları söyledi:

“Bugün de İttifak'ın (NATO) faaliyetlerine en büyük desteği veren ülkelerin başında geliyoruz. NATO’nun genişlemesi bize saygı oranında anlamlı. PKK’ya en büyük desteği verip, bizden anlayış beklemek tutarsızlıktır. Siz teröristleri bize vermeyeceksiniz, kalkıp bizden NATO üyeliğini isteyeceksiniz. Biz NATO’yu güvensiz hâle getirmeye ‘evet’ demeyiz. Bu yanlış bir kere Yunanistan’da yapıldı. İnsan sokulduğu yerden bir kere daha sokulmaz. (Erdoğan’ın atasözünden hareketle bu ifadeyi kullanması oldukça dikkat çekici…) Pazartesi günü gelmek istiyorlarmış. Boşuna yorulmasınlar, tavır ortada. Terör örgütleri İsveç’te hâlâ yürüyor. Bunlara her türlü desteği kendileriyle uzun uzadıya konuştuğumuz hâlde vermeye devam ediyorlar..."

Suriye sınırı boyunda gelişen durumla ilgili olarak da Cumhurbaşkanı şunları dile getirdi:

“Binlerce tır silah, araç-gereç Türkiye’deki terör örgütlerine gönderilmedi mi? Bunlar NATO ortağı değil miydi?" (İsveç’in üç yüz küsur milyon dolarlık yardım yaptığı hususuna yeniden dikkat çekerek) bir delikten bir daha sokulmayacağız diye kesin tavrımızı belirtti ve şu çağrıda bulundu:

“Buradan hem bölgede etki sahibi ülkelere hem de NATO’daki müttefiklere sesleniyoruz. Gelin Türkiye’nin haklı, meşru harekâtlarına destek verin. Ayağımıza çelme takmayın…”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.