Şu Almanlar!

A -
A +

Tamam bugünlerde aramız pek iyi değil ama bir gerçeği de teslim etmemiz gerekir. Futbolda en istikrarlı firma bunlardır. En çarpıcı özellikleri de, bir iki dönem hariç, millî takımlarda teknik adam nöbetleridir. Gidenin arkasındaki yardımcısı birinci adam olur... Millî kadrolarını taaa nerelere kadar inerek belirlerler. Bu Almanların millî takımlarında bizden de gençler vardır. Biz ne yazık ki bu çocuklarımızı ay-yıldızlı formanın içine sokamayız. Hep geç kalırız. Neyse ki Milan’a giden Hakan’ı kaçırmadık. Ama Mesut yok, bu kupada gol de atan genç yok... Biz Löw’ü daha çaylakken buralara getirdik. Ama Metin’in ayağı kırıldığı için şampiyonluğun kaybedilişi gibi bir saçmalığı Löw’e yükleyip Adanalara kadar postaladık... Şimdi acaba bu ülkede kimler Löw’ü kaçırdıkları için dövünüyorlardır? Ya da eskiye rağbet edip “Bit Pazarı” kurduklarından dolayı gurur mu duyuyorlardır?

Yaaa böyle Dursun Bey!

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, takımın idmanını ekrandan izlerken küplere binmiş. Neden mi? Çünkü Galatasaraylı futbolcular siyah şort ve beyaz forma ile koşu yapıyorlarmış. Hemen telefona sarılıp ona buna fırçayı atmış başkan... Eh, bendeniz de bu sütunlarda Gomis’le yapılan imza törenindeki maç formasının rezaletinden söz etmiştim. Yaaa Sayın Başkan; işte böyle... Hep söyler, hep yazarım, siz siz olun büyükler; tarihinize sadık kalınız! Yoksa tüccarlar sizde ne forma aşkı, ne kulüp tarihi, ne de büyüklük özelliğinizi bırakırlar...

Hey gidi Şan Sineması hey!

Spor sayfasında yazıyoruz ama serdeki 50 yıllık gazetecilik zaman zaman bizi başka platformlara da taşıyor. Geçenlerde bir fırsat oldu ve üstat Münir Nurettin’den “Dönülmez akşamın ufkundayız...” diye başlayan şaheseri dinledim. Hemen anılarım canlandı. Bir zamanlar Taksim’den radyoevine giderken solda bir Şan Sineması vardı. Orada her pazar öğlene doğru Münir Usta harika korosu ve sazlarıyla alaturka şaheserleri sunardı. Şimdi ne o sinema, ne de Münir Usta var... Ama en azından bir TRT kurumu var ve onun ekranı... Yoksa siz de mi otomobillerden fışkıran “Tıss tıss tıss” kurbanı oldunuz?

Şimdi mi Ergin Ataman?

Ergin Ataman, tartışmasız, son dönem  bizim ülkenin bir numaralı basketbol koçudur. Şimdilerde ise Galatasaray’la da kapışınca bir sezon dinleneceğini söylemişti. Geçen gün ise bir gazetede Aziz Yıldırım’ın baskısından söz edince, Galatasaray’ın da kendisini yalnız bıraktığını öne sürerek manşet oldu. Olmadı Ergin Hoca be! Sen değil miydin açtığın davayı geri alan... Yolundan dönen mutlaka bir yerlere çarpar.

Yahu Mehmet Topuz nerede?

Hatırlar mısınız, bir zamanlar Fenerbahçe, Kayserispor’dan Mehmet Topuz isimli bir futbolcu transfer etmişti, hem de Beşiktaş’la boğuşa boğuşa... Hiç unutmam o günlerin Beşiktaş Başkanı da Yıldırım Demirören idi... Neyse, Fenerbahçe Mehmet için tam 9,5 milyon avro bonservis ödemişti. Mehmet’e de, yanılmıyorsam 4 senede 8 milyon avro... Yani toplam maliyet 17,5 milyon avro, ya da 70 milyon Türk Lirası... Acaba kaç maç oynamış ve ne gibi bir yararı dokunmuştu bu Mehmet’in? Sahi, bu “Muhteşem Mehmet” nerede şimdi? Bizim Kadıköy çarşısının esnafı da her geçişimde bunu bana soruyor. Ben mi ne cevap veriyorum? Tabii ki malum adresi...

Başakşehir’e bakınız!

Sessiz ve derinden gitmek...  Adebayor patladığında şaşıp kalmıştık. Şimdi de Galatasaray’a mı, Fenerbahçe’yi mı gidecek diye gazete sütunlarını işgal eden Clicyh’yi İstanbul’a getirdiler. Anlaşılan o ki Abdullah Avcı, Şampiyonlar Ligi’nde gruplara kalmayı gözüne kestirmiş. Hatta belki de daha da ilerisini...

Açlığın cuma mesaisi!

Efendim; bu da spor dışı... Her cuma akşamüstü, saatler 18.30’dan sonrayı göstermeye başladığında bizim Kadıköy’ün Süreyya Operası önünde bazı tipler toplanıyor. Bir de Saray’ın önünde oturup etrafı kesen kadın ajanları var. Nereden mi biliyorum? Eh, bana da artık o bir eğlence oldu ve orada oluyorum. Ne mi yapıyorlar? İki adet açlık grevi tipi var ya, işte onlar için bağırıp çağırıp dağılıyorlar. Ben en çok bu işi takiple görevli polis kardeşlerim için üzülüyorum. Yaz günü boşu boşuna terliyorlar.

 

Acaba kimler ya sabır çekiyor?

Trabzonspor’un Başkanı Muharrem Usta, millet transfer destanları yazarken kendilerinin neden sessiz kaldığı şeklinde soruyu şöyle cevaplamış: “Gaza gelmek yok. Sabırla yola devam...” Tamam da Sayın Başkan; yeni stadı doldurmaya devam etme niyetli ve de bu ülkede futbolu en iyi bilen taraftar acaba çatlamayan sabır taşları üzerinde mi oturuyor?

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.