Sorularla dolu maç

F.Bahçe geride bıraktığımız hafta başında da değindiğim gibi kağıt üzerinde galibiyete daha yakın taraf idi. Böyle bir öngörüşe; Emre’siz, Mossoro’suz kalmış bir Başakşehir’e ilaveten Arda’yla on kişi oynayacağı gerçeğini de ekleyerek varmıştım. Ama Başakşehir takımının dolmuşa fazla geldiği açıkça belli olan teknik direktörü Avcı tarafından böylesine tuhaflıklarla dolu bir oyun planlayacağı da aklıma gelmemişti.
F.Bahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman geçen hafta Konya’daki ucuz kurtulan maçı iyi izlemiş ki, Başakşehir’in kalecisi ve geri dörtlüsüyle pas cilvesine takılarak bu maçı da oynayacağını tahmin etmiş ve baskı kurarak maçı hemen koparmayı planlamıştı. Nitekim daha ilk 15-20 dakika içinde maç en az 3-0 F.Bahçe’nin galibiyetiyle bitebilirdi.
Ben yazıyı yazdırmaya başladığım 80. dakikaya kadar iki Fernandao golüyle çoktan puan zenginliğinin F.Bahçe’ye gittiği belliydi.
Bu arada Van Persie yalanına kanarak Fernandao’yu kenara atanlar da dün akşam sanırım derslerini almışlardır. Tabi ki içlerinde hâlâ dersini öğrenemeyen spor basını da vardır.
Başakşehirspor Arda transferini daha gündeme getirdiği gün belki de bu ülkede, “Abdullah Avcı’nın takımı kendi ayağına sıkıyor” yorumunu yapan tek kişiydim.
Tabi, maçın hakeminden de söz etmek gerek. Sahada yapamadıklarını saha dışında yapmağa çalışanların alışkanlıklarının başında son günlerde hakemler geliyordu. Hele hele dün akşamki maçın hakemi. Şimdi ben o kafalara sormak isterim, Başakşehir’in penaltısını vermeyen hakemden memnun musunuz? Ha, o penaltı çalınsa Başakşehir maçı döndürebilir miydi, hayır.
Özetle zirve savaşındaki birinci kritik maçını oynayan F.Bahçe sadece maçı kazanmakla kalmayıp, ikili averajı da cebe indirdi. Dünün lideri Başakşehir, Arda transferiyle takımın içindeki hiyerarşiyi de bozarak sanırım bu sene Şampiyonlar Ligi’nde ön eleme bile oynayamayacak.  Maçın hakemi o kadar Fener’dendi ki kaleci Volkan’ın sahanın içinde her türlü eyleme dalmasına bile göz yumdu. İşte benim ülkem.

MAÇIN ADAMI: Fernandao