Kayıkçı kavgası

A -
A +
Türkiye son derece başarılı bir referandum süreci atlattı. “Hayır” rüyası ile yaşayanların hezeyanlarını boş verin. Yüksek Seçim Kurulu gerekçeli kararını açıkladı, tartışmalara son noktayı koydu. 16 Nisan’da yapılan anayasa değişikliğine Türk halkının %51.41’i EVET, %48.59’u HAYIR dedi. Bu farkı yeterli görmeyenler, acaba tersi olsaydı, yani %51 oranında HAYIR çıksaydı, aynı görüşte olacaklar mıydı? Elbette ki hayır. Düğün alayları düzenleyecekler, sokakları inim inim inleteceklerdi.. Olmadı! Bugün karalar bağladılar, matem marşı söylüyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar. İster zırlasınlar, ister ülkeyi dışarıdaki düşmanlara jurnallesinler sonuç değişmeyecek. Bununla yaşamayı öğrenecekler. Öğrenmek istemeyenlere güle güle..
Evet 17 Nisan’dan itibaren Türkiye’de yepyeni bir dönem başladı. Siyaset gündemden düştü, ekonomi ilk sıraya yerleşti. Hükûmet yapısal reformları hayata geçiriyor. Yeni teşvik paketleri açıklıyor. İş dünyası rahatladı, yatırımlara başladı. Vatandaş artık korkmadan harcama yapıyor. Konut satışlarında patlama yaşanıyor. Güven endeksleri zirveye çıktı. Borsa tarihî rekorlara zirveden zirveye uçuyor.. Dolar paraşütsüz düşüyor.. Özetle söylemek gerekirse ülkede gerçekten bahar havası var. Ama huzurumuzu bozmak isteyenler boş durmuyor. Türkiye’nin hızlı büyüme potasına girdiğini gören Avrupa Birliği, bu gelişmeden çok rahatsız oldu. Bizi aralarına almamak için referandumu, OHAL’i, FETÖ operasyonlarını bahane gösteriyorlar. Peki, bundan sonra neler olacak? Bizim yol haritamızda neler var?..
AB kurumları özelikle AK Parti Hükûmeti’ne yönelik ön yargılı tutum takınıyor. Hükûmet AB ile ilişkileri gözden geçirecek. AB Türk vatandaşlarına vize muafiyeti sağlamazsa geri kabul anlaşması devre dışı bırakılacak. İki taraf da silahlarını kullanacak. İşin siyasi boyutunu unutun. Ticari yönden, ne Avrupa bizden vazgeçebilir, ne de biz onlardan. Almanya kabarıyor, zira eylül ayında ülkede seçim var. Merkel abla ona hazırlık yapıyor, topluma şirin gözükmek için aba altından sopa gösteriyor. Ama kendi ülkesinde yaşayan 3 milyon Türk’ün oyunu dikkate almıyor. Çok pahalı bir fatura ödeyebilir. 
81 ÜRETİM MERKEZİ KURULUYOR-Hükûmet ekonomiyi canlandırmak için köklü tedbirler alıyor. 81 maddelik üretim paketi hayata geçiriliyor. Organize sanayi bölgelerinde parseller şirketlere çok ucuz satılacak. Yurt dışında bile sanayi bölgeleri kurulacak. TOBB ile Filistin’de.. Rusya Kazan’da sanayi bölgemiz olacak. Özel endüstri bölgeleri teşvik ediliyor. Endüstri bölgelerindeki yönetici yapının, işletme olması düşünülmüştü. Bu kaldırılıyor. Profesyonel şirket kurulacak. CEO’ları olacak. Dünyada böyle işliyor. YÖK kanununda değişiklik yapılıyor. Sanayi bölgelerinde Teknik Kolejler kurulacak. Teknik Lise ve Meslek Yüksek Okullarından farklı olacak. Okullarımız olacak. Bu çocuklarımızın hepsi yabancı dil bilecek. 
YERLİLER DÖVİZDEN VAZGEÇMİYOR-Yerli yatırımcılar döviz alımlarını sürdürüyor. Referandum öncesi mevduat ve katılım bankalarında 2,73 milyar dolar döviz alımı yapan yerliler, 21 Nisan'la biten haftada da 1,12 milyar dolarla bu alımlarını devam ettirdi. Bu rakamla birlikte nisan ayı başından bu yana yerlilerin yaptığı toplam döviz alımı 2,95 milyar dolara, yılın başından bu yana bakıldığında ise 10,53 milyar dolara ulaşmış durumda. Merkez Bankası rakamlarına göre, yerli yatırımcıların kıymetli maden depo hesapları dâhil yabancı para cinsinden mevduat ve fonları 21 Nisan haftasında 154,95 milyar dolardan 156,07 milyar dolara çıktı. 2016'nın son haftasında bu rakam 145,54 milyar dolardı. Yerliler dolar alıyor ama kur 3.56 TL’ye düştü. Bir de almasalar kim bilir dolar 3.40 TL’ye devrilecekti herhâlde. Şaka bir tarafa bu seviyeleri görmemiz çok da uzak değil. Varlık Fonu, uzun vadeli düşük faizli kredi almaya başladığı zaman dolar asıl o zaman çakılacak...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.