Akhoroz’u ihraç edemediler!..

A -
A +

Ben Sözcü’nün yalancısıyım; Galatasaray yönetiminin “ihraç talebi ile gönderdiği Tayfun Akhoroz’un dosyasını, Disiplin Kurulu, “delil kifayetsizliği” sebebi ile iade etmiş.
Allah Allah, kim bu Akhoroz? Galatasaray’da Dursun Özbek ve yönetimini “ağır şekilde eleştiren”, Sosyal medyayı tivitlerle dolduran “çok horoz var” ve Divan Kurullarında da, Genel Kurullarda da durmadan ötüyorlar (Disiplin Kurulu, ihracı istenen 5 üyeden, birine 1 yıl, ikisine 6 ay, ikisine 3 ay hak mahrumiyeti cezaları vermiş) ama, bu Akhoroz’u “hiç duymamıştım”; sordum soruşturdum, bir “hata yapılmış”, sözü edilen “Tayfun Akhoroz” meğer avukat “Tayfun Akçay” imiş!..
Hımmm, “kesin ihraç talebi ile sevk” ve “delil kifayetsizliğinden” dosya iade; vay ki, ne vay!..
Acaba, bu “beklenmeyen” geri adımda, “hukukçuların, hukuk hocalarının hocası, Galatasaray Üniversitesi rektörlerinden, Hukuk Fakültesi dekanlarından ve Galatasaray Divan ve Yönetim Kurulu Başkanlarından” Duygun Yarsuvat’ın Akçay’ın avukatlığını almasının ağırlığı ve rolü olmasın, sakın?..
Başka ne olabilirdi ki, “Mehmet Karaaslan” adlı ve “Suada / Reina işletmecisi” namlı, “Galatasaray’dan ihraç edilmiş” zata karşı, 12 bin Galatasaray üyesinin arasında ‘tek kişilik ordu gibi’ mücadele eden Tayfun Akçay’ın “ihraç oyunundan” birdenbire vazgeçilmesinin sebebi?..
Anlaşılıyor ki, o zatı, bunca yıldır o adada yaşatan, ona o imkanları veren, “verilmeye devam edilmesini de isteyen” onca “derin” ağırlıklı kişilere, başkan ve yöneticilere sahip bir kulüpte, durmadan “Mahkemeler / Danıştay / Dosya / Bilirkişi” diye öterek koşuşturan bir üye, ihracı elbette çoktan hak etmiştir ama sahneye Duygun Hoca çıkınca, senaryo sahnelenemeden çöpe gidiverdi. 
Sevgili Tayfun kardeş; “Akhoroz” bir hataydı ama, bana kalırsa “bundan sonra” Galatasaray içindeki durumunu anlatması bakımından, “namın için” çok uygun; öyleyse “ötmeye devam”; Galatasaray Yönetimi ve camiası “ancak bundan anlıyor!..”

Rekora doğru!..  

Galatasaray’ın Web Sitesi’nden yapılan açıklamaya göre, Twitter’da dünyanın en çok takip edilen futbol takımları sıralamasında 9, Türkiye’de ise ilk sırada yer alan Galatasaray’ın Twitter hesabı 7 milyon takipçiye ulaşmış. Açıklamada, Mart 2009’dan bu yana aktif olan Galatasaray’ın Twitter hesabının, 3 yıl içerisinde 4,5 milyon yeni takipçiyle Türkiye’nin en hızlı büyüyen markalarından biri olduğu da belirtiliyor. Twitter’da Fenerbahçe Kulübü’nün 5,61, Beşiktaş’ın ise 2,39 milyon takipçisi bulunuyormuş.
Son üç yılda yüzde 280’lik bir artış, müthiş bir sıçrama. 
Bu rakamlar, bu artış oranı gösteriyor ve anlaşılıyor ki, “Dursun Özbek yöntemi durdukça”, çok değil 5-10 yılda, Galatasaray Çinlilere satılabilir, futbolda küme düşebilir, sevgili Fatih Altaylı’nın önerdiği gibi basketbol başta sportif şubeler küçültüle küçültüle kapanabilir ama “Galatasaray’ın Twitter hesabı” Dünya rekoru kırabilir!..

Önerim var!..

Daha dün gibi kısa bir zaman önce, genel kuruldan çok büyük farkla “ibra alarak” çıkmış bir yönetime “Ne olur, olağanüstü bir genel kurul topla, seçime git, güvenoyu al” diye yalvaranlar çıktı, Galatasaray’ın son Divan Kurulu toplantısında. 
Bunların içinde de “İbralı genel kurula gelmeyen” anlı ve de şanlı Galatasaraylı bazı üyeler de vardı.
“Kalacağım” diyen Özbek’in seçimli genel kurula niyeti yok. “Yeterli imza toplanarak” seçimli bir genel kurul yapılması da hemen hemen imkânsız.
Kolayı var; “değişecek olan” Tüzüğe “geçici” bir madde konmalı; “Dursun Özbek yönetimi görevde kaldığı sürece, her üç ayda bir olağanüstü genel kurulu toplayarak güvenoyu isteyecektir.”

Bayram buysa, gerisi?

İnsan utanır; “Galatasaray Bayramı” demeye. Bir Anadolu kasabasında “eşraftan bir ailenin düğünü” bile, TV ekranında seyrettiğim Galatasaray Bayramı’ndan “çok daha iyi” organize ediliyor, günümüzde!..
Bilmem ki, Dursun Özbek’in otellerindeki “düğünler” böyle mi yapılıyor, “yapılıyorsa”, o oteller bugüne kadar nasıl iflas etmedi?..
Ekranda “bu zavallı görüntüleri izlerken”, dedim ki; “Evet, şimdi inandım ki, bunlar Galatasaray’ı bitirecekler ve Çinlilere de yem edecekler!..”

Ah şu komisyonlar!..

Yakın arkadaşı olan bir futbolcu menajerine sormuş, yakın arkadaşım; “Neden Anadolu kulüpleri içlerinde hatta çok ünlüler de olan yabancı futbolcuları nohut çekirdek parasına alıyorlar ve de o futbolcular çok olumlu grafikler çiziyorlar da, bunu büyük kulüplerimiz yapamıyor, onca milyon dolarları, avroları ona buna savuruyorlar. Aldıkları futbolcuların çoğu da kof çıkıyor?..”
Menajer kahkahayı basmış, “Komisyonlar canım, komisyonlar. Ucuz futbolcunun ne kadar komisyonu olacak? İş pahalı, çok pahalı komisyonda. Mesela ben bir futbolcu getirdim, 1,5 milyona (eski parayla 1.5 trilyona) bir villa aldım. Bankaya da 500 bin lira koydum. Ne yazık ki, o futbolcu başarılı olamadı, olamıyor. Şimdi onu alacak müşteri arıyorlar. Yüksek maliyeti sebebiyle belki de bedavaya gönderecekler, tabii gönderebilirlerse” demiş…
Bunu bana anlatan arkadaşım, başka örnekler de verdi ve “komisyonlarla ilgili başka şeyler” de söyledi ama onları “yazmam mümkün değil”; bugünlük sadece “tam tersinin yaşandığı” bir örnekle konuya noktayı koyayım:
Akhisar Belediyespor, 300 bin dolara Afrika’dan hem de “amatör takımda futbol oynarken getirdiği” bir futbolcuyu, iki sezon sonra Rusya’ya 10 milyon avroya sattı. Sonra “transfer piyasamıza göre düşük bir para ile Avrupa’dan aldığı” bir başka golcüyü de, “golcüler sıralamasında parlatıp”, bu defa Trabzonspor’a “3 misli fiyat” ile sattı. Herkes artık “Bu kadar da olmaz, golcü bulamaz ve düşer” derken, işte şimdi görüyoruz ve alkışlıyoruz; 4’lü, 5’li, 6’li skorlarla nasıl maçlar kazanıyor ve puan cetvelinin nerelerinde!.. 
Sadece bu örnek bile, Büyüklerin “transfer hâl-i pürmelali”, dahası “bir golü, iki golü atmak için nasıl tık nefes oldukları” konularında neler dememiz, neler yazmamız gerektiğini de, okuyucularımın dikkatine, altını kalın çizgilerle çizerek sunuyorum!..

Şaka!.. 

Sevgili Ömer Faruk Ünal dünkü “acılı ve örnekli” yazısına başlık atmış; “Hata yapan hakemi maça boğuyorlar!”
“Bunca zamandır bir türlü hakemliği öğrenemediler, belki böyle öğrenirler” diye düşünüyorlar, herhâlde!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.