"Sultanım, maalesef İstanbul’un fethini siz göremeyeceksiniz!.."

A -
A +
"Şu murdar Bizans durdukça kâmil manada huzura eremiyoruz Şeyhim!"
 
İkinci Murad Han; bu durumdan pek memnundu. İmkânı bulmuşken Hacı Bayram-ı Veli Hazretlerinin sohbetlerine devam etti. Büyük bir muhabbet, çoktan aşka dönüşmüştü. Onun kalplere ferahlık veren nasihatlerinden bol bol feyiz aldı. Saatlerce her mevzuda dertleşti, fikir beyan ettiler. Nice mânevî ziyafetlere kavuştular.
- Devlet-i ebed müddetin orta yerinde şu murdar Bizans durdukça kâmil manada huzura eremiyoruz Şeyhim! Aha şuracığıma bir kara taş gibi oturmuş, kalbimi kanatıyor bu kara şehir!
- Bilirim ve dahi derdinizi pek âlâ anlarım Sultanım! İçimize çeşitli fitneler sokarak, entrika ve oyunlarla Âl-i Osman’ı yıkmak ister bu zavallı ve dahi köhne Bizans!
- Onun için bu kâfir diyarını alıp İslâmın nuru ile nurlandırmak isterim! Sevgili Peygamberimizin müjdesine muhatap olmak; bütün İslâm sultanlarının muradıdır. Benim dahi öyledir!
- Sultanım! Sizden önce Bizans Devletini almak isteyen hanlar, hakanlar çok çıktı malumunuz. En son rahmetli dedeniz Yıldırım Han Gazi; bu işe teşebbüs eylemişti lakin kati netice müyesser olmadı.
- Şeyhim! Mutlaka bir hikmeti olduğuna inanıyorum! Bu günahkâr; Allahü teâlânın izni, evliyayı kiramın himmet ve bereketiyle Bizans’ı almak, o vadedilen müjdeye kavuşmak ister. Bu Kostantiniyye ümmet-i islâma lazımdır. Peygamber Efendimiz’in methettiği kumandan olmak ne ulvi mertebedir. Duâlarınızın bereketiyle zaferden ümit var mıdır?
- Cenâb-ı Hak ömrü şerifinizi ve Devlet-i Âlinizi yümünlü eylesin Sultanım. Ancak...
- Ancak ne? Ne demek istersin Şeyhim! Sabırsızlığımı bağışlayın!
- Sultanım, maalesef İstanbul’un fethini siz göremeyeceksiniz! Ben de göremeyeceğim ama şu köşede oynayan çocukla bizim Akşemseddin göreceklerdir biiznillahi teâlâ...
- Ha baba, ha evlat! Kanımdan, canımdan bir cana nasip olması da saadettir! Elhamdülillah!
- Elhamdülillah Hünkârım!
Evet; tarihin bu dört mühim siması, bir arada, bu mühim ve müthiş hadiseye şahit oluyordu.
 Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri ki; evliyayı kiramın büyüklerinden, Ehl-i sünnet vel cemaat yolunun yüksek âlimlerinden biri... Şehzade Mehmet’i kucağına almış sevip okşuyor... O Şehzade Mehmet ki yakın gelecekte İstanbul’u alacak âlemlerin efendisi tarafından övülmüş bir kumandan olma şerefine nail olacaktı.  Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri onun gözlerinde şimdiden fethi seyrediyordu.
- Şeyhim! Lütfen burada kalınız! Bu beldenin ve ben de dâhil bütün insanların nasihat ve duâlarınıza ihtiyacı var.
- Sultanım! Dersleri yarı kalmış talebelerim Ankara’da yolumu gözler. Yüksek müsaadelerinizle dönüp onlarla meşgul olayım. Yarı kaldıkları yerden hizmetlere devam edeyim. Ferman sizindir!
- Pek âlâ anlaşıldı şeyhim! Cisminiz burada amma gönlünüz memleketinizde, medresede! Mademki gitmek dilersiniz, mâni olmayız.
- !!!
- Hocam yol hazırlıklarını yapınız. Sabah ola hayrola!
- Ferman Sultanımızındır!
- !!! DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.