CUMHURİYETE DEMOKRASİ DİYORLARDI

A -
A +
İstanbul'daki Meclis-i Meb'usan, 11 Nisan 1920'de lağvedilince meb'uslar/milletvekilleri, 23 Nisan 1920'de Ankara'da toplandılar. TBMM kurulmuştu. Birinci Grup ve İkinci Grup adı verilen iki kanattan meydana geliyordu. Bunlar ayrı partiler değildi. Ayrı görüşleri temsil ediyorlardı. İkinci Grup muhaliflerdi.
Birinci Meclis, üç yıl çalıştıktan sonra 1 Nisan 1923'te seçim kararı aldı. 28 Haziran 1923'te genel seçim yapıldı. İkinci Grup mensupları, Meclisin feshinde Kanun-ı Esasiye riayet edilmediği gerekçesiyle seçimleri protesto ederek katılmadılar. 9 Eylül 1923'te CHF (CHP) kuruldu. 29 Ekim 1923 günü yenilenmiş Meclis Cumhuriyeti ilan maksadıyla toplandı. 289 milletvekilinden sadece 159'u Meclisteydi. Bunlardan 158'i Cumhuriyetin kabulüne dair teklife evet oyu verdi. Herkese haber verilmemiş, evvela CHP'nin grup toplantısı intibaı verilmişti.
Türkiye'nin cumhuriyet rejimine geçişinin tek paragraflık özeti budur. Esasta ise kitaplık mevzudur. Birçok kitaplar yazılmıştır. Daha da yazılacaktır. Tabiî ki bu yazılanların ilmî ve tarihî disipline uymaları vazgeçilmez şarttır. Ama tarihi yapanlar hayattayken tarafsız tarih yazılması nadirattandır.
Bizde bir yanlış çok uzun seneler doğru gibi yaşayıp durdu:
Cumhuriyet, devlet şekli, demokrasi hükümet şekli iken cumhuriyet aynı zamanda demokrasiymiş gibi bir resmî ideoloji algısı yönetildi. 1923'te seçilen ilk reis-i cumhur Mustafa Kemal'dir. Bu seçim 1927'den itibaren dört yılda bir yenilenmiş ve ikinci meclisten itibaren muhaliflerden temizlenmiş Meclis tarafından her defasında tekrar seçilmiştir.
Türkiye, 1876'dan 29 Ekim 1923'e kadar meşruti idareyle idare edilmiştir.
Eğer daha tafsilata girmek gerekirse, bu dönem de 1876-1908 ve 1908-1920 diye ayrılabilir. 23 Nisan 1920-4 Kasım 1922 arası her ne kadar kendisine bağlılık hususunda yemin edilmiş bir Halife Padişah varsa da Ankara'da fiili bir icra hey'eti de mevcuttur. 1876'da kısa dönem meşruti hayat yaşanmıştır. 1908'deki II. Meşrutiyet döneminden Cumhuriyete kadarki zaman çok partili hayattır. O günkü Osmanlı Devleti, bugünkü İsveç, Norveç, Hollanda, İngiltere, İspanya gibidir. Başta Hanedan mensubu bir hükümdar vardır. Hükümet ise demokratik yolla yani seçimle gelmektedir. Cumhuriyet tarihi de dönemlere ayrılır. 1923-1945 arasındaki Birinci Dönem Tek Parti'li hayattır. 1925'teki Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve 1930'daki Serbest Cumhuriyet Fırkası kısa ömürlüdür. Hele ikincisi talimatla kurulup emirle kapatılmıştır. Mustafa Kemal'in yolunu açan insan olmasına rağmen Kâzım Karabekir'in partisinin kapatılma sebebi demokrasi ve düşünce hürriyeti tarihi açısından ilginçtir. Parti nizamnamesindeki/tüzüğündeki "partimiz, itikad-ı diniye ve fikriyeye hürmetkârdır" cümlesi suç sayılmıştır. İkinci dönem 1945-1960 dönemidir. 1960-2000 üçüncü dönemdir. 2000'den sonraki dönem dördüncü dönemdir. 
1923-1945 arasında demokratik hayat yoktur. 1945-50 arası kerhen ve ayıplı demokrasi vardır. 1960-2000 arası askerî vesayet altında işleyen bir demokrasi mevcuttur. 3 Kasım 2002'de başlayan değişim ve dönüşüm, 2007'de bütün vesayet baskılarından kurtularak kapanma tehlikesi yaşamayan partilerle çok partili hayata ulaşmıştır. 10 Ağustos 2014'te ise "ihtimal ki çok kelleler gidecek" tehditleri savrulmadan cumhur sandığa gidip reisini seçti.
Türkiye için 20. Asır her anlamda kayıp, kavga ve yanılma yıllardır.
Cumhuriyet rejimi çerçevesi içinde sert dikta ve kanlı vesayet günlerinden neredeyse bir asır sonra demokratik hayata geçilebildi.
21. Asrın başlarından itibaren halkın cumhurbaşkanını, partisini ve hükümetini sandık yoluyla seçebildiği, hür iradenin hakim olduğu, vesayetin kırıldığı günlerdeyiz. Bugünlere zorluklarla ve kayıplarla gelindi.
Ne var ki yine rahat yok.
Bu defa da vesayetin dışarıdaki proje sahipleri rahat vermiyorlar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.