AVRUPA’NIN PSİKOLOJİSİ BOZULDU

A -
A +

Fransa, tam bir panik içinde:    Maçlar, konserler, sosyal faaliyetler iptal ediliyor, okullar tatil, insanlar işe gidemiyor, sokaklar tenha, uçakların yönü değiştiriliyor. Her tarafta asker ve polis kaynamakta. Bir zamanların efsane şehri Paris’te OHAL var. Evler basılmakta, çarpışmalar olmakta. Bunu Fransa yaşıyor ama bütün Avrupa, bütün batı iliklerine kadar hissetmekte.
Manzara da gerçek de o ki Avrupa’nın psikolojisi bozulmuş vaziyette. Bizim 40 yıldır uğraştığımız teröre bir saldırıda teslim oldular. Bu psikolojideki bir memlekette hayat zehir olur. Adil kararlar verilemez. Kendilerinden görmedikleri herkesi düşman kabul ederler. Şimdi Fransa’da Müslümanlar, mağripliler, Afrikalılar düşman. François Hollande’ın geçen günkü bir sözü çok tehlikeliydi. Fransız vatandaş bile olsa lüzum gördüklerimizi vatandaşlıktan çıkartmak için kanun yapacağız diyordu. Adalet, masumla suçluyu ayırabilme marifetidir. Bugün başta Fransa olmak üzere bütün Avrupa, bütün batı adaletle, ölçüyle, aklı selimle imtihandadır. İnsanlık var olduğundan beri değişmez hukuk kaidesidir ki suçlar şahsîdir. Şüpheden zanlı istifade eder. Hukukta, heyecan, panik, öfke ve ötekileştirme olmaz. Olursa ona hukuk denmez.
Fransa, Almanya, Avrupa ve Batı’ya ibretle bakıyoruz. Şu yaşananlar karşısında bugün bizim hesap isteme hakkımız doğmuştur?
Biz, insan değil miyiz? Biz, terörle mücadele ederken neden bizi anlamadınız? Neden her ağzınızı açtığınızda polisimizi, askerimizi, hükümetlerimizi devletimizi suçladınız? Sadece suçlamakla kalmadınız, Fransa cumhurbaşkanının eşi bayan Mitterant, Yeşiller partisi temsilcileri, gazeteci kılıklı ajanlarınız, teröristlerle kol kola girip Türkiye’ye sataştılar. Medyanız, yalan, iftira ve karalama huyunu hep devam ettirdi. Bütün Batı, bize saldıran terör örgütlerine silahın her çeşidini sattı ve satıyor. Fransa Almanya, Hollanda, Belçika, İsveç vs PKK ve DHKP-C gibi kanlı örgütlere yataklık yapmakta. Fehriye Erdal gibi hükümlüleri iade etmediğiniz gibi cezaevlerinden kaçırttınız. Terör örgütlerine istihbaratlarınızla da destek verdiniz. Destek verdiğiniz bölücü örgütün İsveç Başbakanı Olef Palme’yi öldürmesinden bile ders çıkartmadınız. Yüz yüze geldiğimizde elimizi sıkıp dostuz dediniz, stratejik müttefikiz dediniz ama vakıflarınızla, ajanlarınızla ülkemizi karıştırdınız, içerden kalemler, manşetler ve ekranlar satın alıp yönlendirdiniz. Taksim’deki Gezi İsyanında bile sizler vardınız. Biz, saldırılar karşısında meşru müdafaa hakkımızı kullandığımızda, sizlerin devlet adamlarınız, gazete ve televizyonlarınız bizim hükümeti, cumhurbaşkanını ve devletimizi en ağır sözlerle yerip itibarsızlaştırmaya çalıştınız. Son Kandil operasyonunda bile, daha bir buçuk ay evvel ölçüsüz güç kullanmaktan söz eden sizler değil miydiniz? Öyleyse bu feryat niye? Bu şiddet ne kadar doğru? Sizin kanınız daha mı kırmızı?
Terörle mücadele edin. Fakat biraz sakin olun. Biraz akıllı olun. Bu bozuk psikoloji sosyal travmalara yol açar ki cemiyetinizi on yıllar boyu hasta eder. Mücadeleniz, hukuk hassasiyeti içinde olmalı. Yüzleşmek, geleceğiniz için ihmal edilmemesi gereken bir mecburiyettir. Osmanlıya, mağriplilere, Afrikalılara, Orta Doğulu milletlere, İslam âlemine yaptığınız sömürü ve zulümleri hatırlama zahmetine katlanın. Teröristlere verdiğiniz desteğin, sattığınız silahların hesabını çıkartın. Bakın bakalım; kârda mısınız, zararda mısınız? O zaman el Kaidelerin IŞİD’lerin kimsenin değil; sizin eseriniz olduğunu belki görürsünüz.
Batı; sanki bir çöküşün başlangıcında.
Bu bozuk psikoloji yıkıcıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.