ÇEKİLME Mİ, TAKTİK Mİ?

A -
A +
Vladimir Putin'in Suriye'den çekileceklerine dair verdiği haberin kimseyi memnun ettiğini zannetmeyiz. Zira ilk akla gelen tepki "vuracak ne kaldı ki?" sorusu olmakta. Yakacak, yıkacak imha edecek bir şey kalmayınca  "hadi ben gidiyorum!" deniyor. Putin Rusyası, beşbuçuk ay evvel Suriye'ye girmişti. DAEŞ'i vuracaklardı. O muamma canavarı, ABD ve diğer müttefik kuvvetlerin vurması yetmemişti, Rusya da imdada geliyordu. Barack Huseyin Obama ve Vladimir Putin ikilisinin BM'deki görüşmelerinin hemen ertesinde vaki olan bu girişe kimse itiraz etmedi. Zaten Baas rejimi de davet ediyordu. Beşbuçuk ay içinde Rus kuvvetleri, bir kaç göstermelik bomba atma dışında DAEŞ'le hiç uğraşmadı. Esad'ın özel kuvvetleri gibi çalıştılar, ılımlı muhaliflerle Bayır Bucak Türkmenlerine, Türkmendağı'na bomba üstüne bomba yağdırdılar, katliamlar yaptılar, mültecilere mülteciler eklediler. Rusya, bir yandan Esad rejimine yeniden can suyu verirken diğer yandan da YPG ile işbirliğine gitti. Suriye tarafından Türkiye’ye atılan füzelerin Rus malı olduğuna dikkat edilirse vaziyet daha net anlaşılır. Rusya, aynı zamanda fırsattan istifadeyle kendi millî hedefleri olan Akdeniz'e inme fikrini pekiştiriyordu. Nusayriler, Hafız Esad'dan beri bir Rus müttefikidir, Suriye’yi Rusya’nın arka bahçesi yapmışlardı. Tartus'taki deniz üssü o zamanlardan kalmadır. Çelişkiye bakınız ki "Arap Baharı" adıyla gelen hareket, o üssü oradan kaldıramadığı gibi üstüne üstlük bir de Lazkiye'de kara üssü kurulmasına sebep oldu. Rusya, bugün Suriye'de hedefine varmıştır: Esad'ı, Nusayri rejimini daha büyük bir sadakatle kendine bağlamış, muhaliflerine büyük darbeler indirmiştir. Suriye'deki askerî ve stratejik imkânlarını çoğaltmış, üs sayısı bir iken iki yapmış, tarihî idealinde mesafeler katetmiştir. Aynı hakikati bir kere daha tekrar etmekten geri duramıyoruz. Amerika, Irak'ı İran'a teslim ettiği ve Irak bataklığa döndüğü gibi Suriye’yi de Rusya ve İran'a teslim etti. Şüphesiz ki tâ Rusya’dan gelip Suriye'de savaşmanın bedeli ağırdır. Putin, bu saatten sonra masraf yapmayı lüzumsuz sayabilir. Bu yüzden samimi mi, değil mi, taktik mi yapıyor? gibi sorular akla gelse de hedefine varmış olması bir gerçektir. Daha fazla masrafa neden katlansın? Zaten kör topal da olsa bir barış süreci başlamış bulunmakta. Mesele Rusya'nın çekilmesiyle bitmiyor. Suriye, nasıl bir şekil alacak asıl soru budur. Eğer batı, karşı çıkmazsa DAEŞ kendine göre bir devlet kuracaktır. YPG de havaya girdi. Beyazsaray sözcüsü, bu yakınlarda YPG'nin özerk bir devlet olmasını istemediklerini söyledi. Washington, böyle düşünse de Moskova, aksini yaparak Suriye Kürtlerinin özerk devlete kavuşmaları için destek verirse esasen Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olsa da Türkiye de Türkmenleri devletleştirir. Rusya belki de "çekiliyorum" diyerek bir mola vermektedir. Dikkatleri başka tarafa çektikten sonra yeniden gelebilir. Zaten o üsler varken çekildim, gittim, yokum gibi sözlerin bir mânâsı olabilir mi? Yüksek ihtimaldir ki Suriye'yi de işgal sonrası Irak gibi bataklık olmak beklemekte. Bu, neticede, doğu ve batı emperyalizminin işine geliyor. Ne Arap Baharı'nın kışa dönmesi tesadüftür, ne DAEŞ'in ortaya çıkması, ne Rus jetinin düşmesi ve ne de Rusya’nın çekilme sürprizi. Irak ve Suriye kargaşası, Türkiye'nin başını ağrıtır. İsrail'e rahat hareket imkânı sağlar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.