YENİ DÖNEM İÇİN EĞİTİM HAZIRLIĞI

A -
A +
İstanbul Erkek Lisesi'nde başlatılıp diğer bazı liselere sıçratılmak istenen eylemler, teröre ve oradan da kargaşaya dönüştürülerek, ülke huzuru allak-bullak edilip seçimle gelmiş iktidar ve yine seçimle gelmiş Cumhurbaşkanı devrilmek istenmekte.
Bu istek, henüz erken yaşlardaki liseli gençlerin olmaktan ziyade Alman, Fransız, İngiliz menşeli STK kılığına bürünmüş teşkilat parçalarıyla onların fikrî boyunduruğa aldığı yabancılaşmış aydınlarındır..
Gençlik, eskiden üniversitelerle teröre bulaştırılırdı. Oradan liseler de heveslenerek kahramanlığa soyunuyorlardı. Bu defa yapılmak istenen ideolojik müdahalenin liselerden başlatılması dikkatlerden kaçmamalıdır. Bu fark dahi gelişmelerin tesadüfi olmadığını, bir projenin varlığını göstermektedir.
Kışkırtmalara kapılan gençler, bir kısım ağzı bozuk medya tarafında da desteklenmektedir. Buralarda haklarında yazılanları okuyan gençler, kendilerini batan bir vatanın hürriyet, demokrasi ve insan hakları kurtarıcıları olarak görmekteler.
Bütün bu olup-bitenlerden iktidarın çıkartması gereken dersler olmalı. Demek ki ücretsiz okul kitabı temin etmek, duvara akıllı tahta asmak ve herkese tablet bilgisayar vermek tek başına yetmiyormuş. Çiçekli yollar, ulaşım, iletişim imkânları da tek başına yetmiyormuş.
Bugün olmuş Tek Parti Zihniyeti, ders kitapları ve okullarda hâlâ hakim unsurdur. Ders kitapları muhtevasının millîleştirilmesi gereği 14 sene sonra daha yeni dile getiriliyor. Bu da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem itiraf ve hem de ikaz mahiyetindeki tesbitinden sonra oldu. Geçen zaman zarfında eğitimin daha ziyade süre gibi, imtihan şekli gibi tarafları üzerinde duruldu. 28 Şubat zulmüne son verip talebe arasında eşitliğin temini nihâi menzil sanıldı. Çokça anlaşılır-anlaşılmaz düzenlemeler yapıldı. Fakat yerli ve millî eğitim hep uzaklarda kaldı. Vaktiyle İngiliz güdümüyle yazılmış ders kitapları, o kalıptan kurtulamadı. Böyle olunca da sonuç şaşırtmamalı.
Fedakâr bazı öğretmenlerin, dikkatli bazı ailelerin koruyabildikleri hariç gençliğin bir kısmı sosyal medya bataklığına saplandı, oralardan küfrederek şahsiyet arayışını denedi ve deniyor, bir kısmı uyuşturucu felaketine kapıldı, bazıları dağarcığı bomboş diplomalılar sınıfına dahil oldu.
İktidarın, Millî Eğitim Bakanlığı'nın, rektörlüklerin yaz aylarını iyi değerlendirmeleri gerekir. Daha evvel "Türkiye 3 Bin yılında bile AB'ye giremez!" diyen İngiltere Başbakanı David Cameron, bu defa insafdan haberdar olarak süreyi 30 seneye düşürmüş olsa da Türkiye için sarf ettikleri, vesayet altındaki sömürge bir ülkeye edilen laflar cinsindendir. "Biz Türkiye'nin Batı tipi demokrasiyle yönetilmesini, hukuk devleti olmasını istiyoruz" diyor.
Bu lakırtılar, düpedüz hakarettir. Bu zihniyettekilerin meydanlarımıza, sokaklarımıza, gençlerimize ve cemiyetimize huzur vermeleri beklenemez. '70'lerde olduğu gibi gençlerin birbirine düşüp her gün 20-25 kişinin ölmesi onları hiç rahatsız etmez. Suriye'de ölenlerden rahatsız olan var mı? Devlet Bahçeli de yerinden bunun için sökülmeye çalışılıyor olmasın? Malumdur ki Bahçeli MHP'si sokağa hiç iltifat etmedi. Bu siyasetin, iç harp mahiyetinde bir Türk-Kürt çarpışmasının  yaşanmamasında büyük hakkı vardır...
Bu yaz, okul müdürleri eğitimden geçirilmeli. Mevzuatdan ne kadar haberdar odlukları tesbit edilmeli. Eğer kışkırtıcı eylemler bazı liselerde başlayıp geliştiyse bu okul müdürlerinin ne yaptıklarına bakmalı, yönetmeliklerin çalıştırılmama sebepleri araştırılmalıdır.
Bu yaz, hem rektörler çalışmalı ve hem de Millî Eğitim Bakanlığı, okul müdürlerini yeni döneme hazırlamalı, 2016/17 Eğitim öğretim yılında üniversite ve liselerde eş zamanlı bir kalkışma başlayacakmış gibi elini tez tutmalı, boşluk bırakmamalı, tedbirlerini şimdiden almalıdır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.