TRUMP'LI AMERİKA

A -
A +
Mehmet Ali Şahin, Millî Görüş partilerine bir selâmın çok görüldüğü günlerde bile o dışlayan çevrelerle diyalog kurabilen, partisini ve dâvâsını onlara anlatabilen mutedil bir isimdir. Hukuk tahsil etmiş, uzun siyaset geçmişi olan, TBMM reisliği dahil devlet umuru görmüş böyle bir insan, bir mevzuda konuşuyorsa o mevzua taraf olanların sözlerine kulak vermesi kendi çıkarları icabıdır.
Sn Şahin ABD için şöyle diyor:
-El Bâb'da 16 şehîd vermemizin müsebbiplerinden biri de ABD'dir! Siz, nasıl müttefiksiniz ki PKK'ya silah veriyorsunuz? ABD, Türkiye için en güvenilmez müttefik hâline gelmiştir.
"Siz nasıl müttefiksiniz ki PKK'ya silah veriyorsunuz?" sorusu, Türkiye'de hemen her sohbette, çarşıda, tv toplantısında, gazete sütununda... dile gelmektedir? Washington yönetiminin bu soruyu makûl bir gerekçeyle cevaplandırması mümkün değildir. Washington, çelişkiler içindedir. Bir yandan PKK'yı terör örgütü olarak tanırken, diğer yandan bu örgütün Suriye'deki devamını stratejik ortak kabul ederek silah yardımı yapmaktadır. Bu silah yardımının 2017'de omuzdan atılan füzelerin verilmesiyle devam edeceği görülmektedir.
Eğer, Türkiye'nin kararlı tavrı olmasaydı Obama ABD'si kuzey Suriye'de bir terör koridoru açarak bir uydu devlet kurma yoluna gidecekti. Bu laf-ola beri gele devletiyle Kürt petrolüne Akdeniz yolu açılacak, parçalanmış bir Suriye, İsrail için hesaba katılmaz duruma düşürülecekti.
Washington idarelerinin 25 yıldan bu yana bölgemizde güttüğü politikalar bugün artık iflas etmiştir. I. Körfez Harekâtı'nda, Amerika, Irak'ı güya düşmanı olan İran'a altın tepsi içinde hediye etti. Bugün İran, Irak'ın hâmisidir. Şiî ideoloji, Irak'ı perişan etmiştir. Aynı Amerika, kendini mahcup eden "Saddam rejiminde nükleer silah var" asılsız propagandasıyla Irak işgalinden, Guantanamo çirkinliğinden hiç ders çıkartmadan bu defa da Arap Baharı aldatmasıyla girdiği Suriye'de hatalarını vahim çaplara çıkartarak Suriye'yi İran ve Rusya'ya armağan etti. ABD'nin Tunus, Libya, Mısır, Yemen, Suudi Arabistan, Irak politikalarının hepsi yanlıştır. Suriye politikası ise eşi görülmedik kadar yanlıştır. ABD bu yanlışlar silsilesiyle Rusya Federasyonu'na süper güç olma kapısını aralamış; Putin de fırsatı ânında kullanarak Akdeniz ve Suriye'ye inmiştir. Washington, hataları görüp onlardan rücû edeceğine bu defa başka türlü hatalara sarılıp darbelerden medet umar hâllere düşmüştür. Mısır darbesini yaptırdığı herkes tarafından bilinmektedir. 15 Temmuz darbesinin arkasında olduğu ise Türk milletinin kesin kanaatidir. G.W. Bush zamanında Türk-Amerikan dostluğu türlü sebeplerle yara almıştı. B. H. Obama işbaşına geldiğinde bu dostluk, yerlerde sürünüyordu. Sn Obama ve Sn Erdoğan döneminde yeniden sağlığa kavuştu. Ne var ki CIA gibi bazı Amerikan kurumlarının iş bilmez politikaları yüzünden tekrar kekre günlere dönülmüş durumda. Obama, sanki aldığı gibi teslim ediyor.
Bugün Türk milleti, sadece 15 Temmuz'un arkasında CIA'nın olduğuna inanmamakta, İncirlik'in darbe karargâhı görevi yaptığına da inanmaktadır.
ABD, Irak işgalinden bu yana bölge ve Türkiye'ye dair takip ettiği davranışlarla dostluğumuzu sarsmıştır. En ağır vuruşsa PKK/PYD'ye silah yardımı yapmak ve yukarıda temas ettiğimiz sebeplerle Suriye'nin kuzeyinde ve Fırat'ın doğusunda ve batısında Stalinci bir Kürt devleti kurmaya kalkışmaktır.
Bu tablodaki politika ABD için sürdürülemez. ABD bölgede yalnızlaşmıştır. Çapsız Sisi, merhametsiz Netanyahu ve bir terör örgütünden başka dostu yoktur. Washington değil Moskova kazançlıdır.
Bu kadar yanlışlık, ah ve kan nasıl temizlenir?
Eğer, sn Trump, bu manzarayı görüp dost ve düşman seçme kabiliyetini gösterirse bundan ABD de kazançlı çıkar. Bunu yapamazsa bu kötü gidişata bir de "Müslüman düşmanlığı"nı eklerse vay gele Amerika’nın başına.
G.W. Bush, Amerika ve dünya için felaket oldu.
B.H. Obama, pasiflik ve zulmü seyir devri oldu.
Eğer; D.J. Trump da onların yolundan giderse bu seyir, Amerika için karanlık günlerin başlangıcı olur. Arka arkaya gelen üç başarısız lider, her devlette ağır kayıplar sebebidir.   
Bakalım Trump, ticaret hukukunun deyimiyle müdebbir bir tüccar gibi mi yani işini bilen bir tüccar gibi mi çalışacak yoksa O da "Derin Amerika" denizinde dalgalara kapılmış olarak sallanıp duracak mı? Yeni dönemde "en güvenilmez müttefik" güvenilir müttefik olamazsa ne strateji kalır ve ne de ortaklık.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.