Fatma Duman'ın bitmeyen dramı

A -
A +

Yaklaşık beş ay öncesinde bu köşeden bir çaresiz okurumuzun çağrısını sizlere duyurmuştuk. Gösterdiğiniz yakın ilgiye teşekkür ediyor ve okurumuzun son durumundan sizleri haberdar etmek istiyoruz. Önce isterseniz, beş ay öncesine gidelim ve neydi bu okurumuzun durumu onu okuyalım. Giresun'un Bulancak ilçesinden Fatma Duman'ın dramıydı bu. Diyordu ki, "Köylerde fahrî imamlık yapan babam vefat ettiğinde 14 yaşındaydım. İki ağabeyim, biri kız iki küçük kardeşimle kalmıştık. Beslediğimiz hayvanların eti sütü, bir avuç fındıklığımız ile geçinip gidiyorduk. Belki babamın vefatı ile hayat tarzımızda yine pek değişiklik olmayacaktı. Henüz askerlik çağına gelmemiş ev bark kurmamış iki ağabeyimin çalışmasıyla fındıktı, süttü... derken hayatımızı sürdürüp gidecektik. Ancak benim ve kız kardeşimin hastalıkları ve sonradan bu kervana katılan küçük erkek kardeşimin ve annemin hastalıkları çoktan razı olduğumuz mütevazı bir hayat sürmemize engel oldu... Ben dünyaya adeta hastalıklı olarak gelmişim. Köy yerinin imkansızlıkları içinde geçiştirmek zorunda kaldığımız küçük şikayetlerim yedi yaşına geldiğimde masraflı olmaya başladı. Kemik erimesi teşhisi konmuştu. Kızkardeşim de tavşan dudaklı olarak dünyaya gelmişti. İnsanlardan kaçarak büyüyordu. Bu sebeple okuma yazma eğitimi almadan büyüdü. Yapılması gereken tedavi masraflarını karşılayacak durumda olmadığımızdan tedavisi hep ertelendi. Büyüyüp genç kızlık dönemine yaklaştıkça ertelenemeyecek hale geldi. Zavallı annem bütün bu dertlerin arasında, guatr hastalığını hiç düşünmediği için erken teşhis ve tedavisi yapılamadığı için tedavi şansı azaldı, şansı azaldıkça masrafı arttı. Babamın vefatından sonra hemen başlayan ağrılar geçiştirilmeyecek hale gelince çare aramak için düştüğüm yol sürdükçe sürüyor. Giresun Ankara İstanbul yolunu artık ezbere biliyorum. Birçok doktor, birçok otobüs şirketi, hayırsever şahıs ve kurumun benim üzerimde emeği vardır. Bu satırları okuyan birçok kişinin, "Ha şu bizim Fatma!" veya "Yine mi bu kız?" dediğini duyar gibi oluyorum. Bulancak'ta görev almış kaymakamlar, Giresun'da görev yapmış valiler mutlaka beni tanır. Tanımak zorunda kalmışmlardır. Çünkü bendeki ağrılar, beni oradan oraya sürüklemektedir. Birçocuğunun, "Bu kız hastalık hastası" veya "Gezmek için hastalık uyduruyor" demelerini duymazlıktan geliyorum. Bunları dikkate alsam ne olacak sanki. Çektiğim ağrılar bana başka bir alternatif bırakmıyor ki!.. Tek yapacağım şey intihar etmek! Ancak Allaha inancım ve günah olduğunu bilmem beni engelliyor. Uzun mücadeleler sonunda hastalığımı Sekloderma yani doku erimesi veya doku yenilenmesi olduğunu öğrendim. Tedavisi de, bilim adamı doktorların pahalı tetkik ve reçeteleri ile sürekli kontrolü altında mümkün. Sosyal yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nın desteği sınırlı kalmaktadır. Ağır masraflı tetkik ve reçeteler sebebiyle zamanında kontrol yapılamaması ve ilaç alınamaması sebebiyle hastalığım ilerliyor. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı kontrolünde yapılan tedavimi aksattığım için akciğer ve karaciğer iltihaplanması görüldüğü anlaşıldı. Yani ağrılar giderek artacak demektir. Şu anda otuziki yaşındayım. Çocuklarım da benim gibi olur diye evlenmiyorum. Benim bu hastalıktan kurtulma imkanım yok. Ancak ağrılarımdan ve azaptan kurtulma imkanım var. Tek umudum hayırseverlerdir. Hayırseverler bu azaptan ve acılarımdan kurtulmam sizin maddi desteklerinizle mümkün olacaktır. Giresun Valiliğinin izniyle açılan Banka hesap numarası, "0328 0003 0003 001701-1" ayrıca İstanbul Ziraat Bankası Cevizli Şubesi Hesap numarası " 0851 003 0633 0000 009" Okurumuzun durumu böyle. Giresun Valiliği yol masrafı ve tedavisinin tutarının tespiti için hastaneye sevk ediyor. Doktor da 5-6 milyar civarında hesap çıkartıyor. Ama okurun İstanbul'a gidecek parası bile yok. "Çok zor durumdayım. Ülkemizde kriz var ama ne kadar da kriz olsa, yüreğinde insan sevgisi olanları etkilemeyeceğini düşünüyorum" diyor ve tüm hayırseverlere gece gündüz duacı olduğunu belirtiyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.