Petrol, yerini neye bırakıyor?

A -
A +

Son üçyüz yıllık tarihimiz bozbulanık... Birçok sebebi olduğu belli. Ama henüz şeffaflaşamıyor. Net olarak kişileri, kurumları, olayları yerli yerine oturtamıyorsunuz. Halen çeşitli sebeplerden dolayı bozbulanık olan yakın tarihimize baktığımızda, nice devlet büyüklerinin ne gafletlere düştüğünü, nice kimselerin üç kuruşluk kişisel menfaati veya gururu uğruna bir ülkenin geleceğini mahvettiğini, nice zaman atılıveren bir küçük imzanın, bu millete ne büyük zararlar açtığını okuyor ve iç geçirmekten kendimizi alamıyoruz. "Ah!" diyoruz. "Bu hata nasıl fark edilmez? Ah şu antlaşmada şu madde ne olurdu imzalanmasaydı." Ahların sonu gelmiyor... Bugün de "Ah"tan öte de elimize birşey geçmiyor. Peki bugün böyle kritik olaylar yok mu? Bugün de, gelecekteki nesillerimizin "ah!" edip iç geçireceği kararların altına zoraki de olsa imzalar atılmıyor mu? Atılıyor... Hem de herkesin gözünün içine baka baka atılıyor. Hem de herkes bildiği halde kimsenin gıkı çıkmıyor. Gıkı çıkanın da icabına bakılıyor. Çünkü elimiz mahkum... Devlet olarak kasamızda para yok... Dışarıya borcumuz var. Sen paranı ödememiş, yemiş yedirmişsin... Öyleyse "Ya paranı öde kardeşim. Ya da şartımı kabul et!" Ne yapacağız peki... O zaman haklı olarak sesleneceğiz birilerine. Kimlere mi? İşte hortumcu adıyla maruf, gözü doymayan, göbeğini şişiren kendini uyanık sayan, aslında aç gözlü ve iğrenç bir karaktere sahip olan bu milletin sırtına kene gibi yapışmış menfaatçi yüzünden, şimdi bakın ülkenin ekonomisine ve geleceğine neler yapıyorlar? Onlara sesleniyoruz!.. Gazetemizde yayınlanan Sinan Çetin'in kaleminden "Borun Pazarı Geçmeden" adlı dizi yazıyı ve yine geçenlerde bu köşeye gönderilen maili okuduysanız; hayatınız boyunca aslında onun bunun elini eteğini öpmekten, çalıp çırpmaktan ve elinize geçenleri, yiyip içmekten öte hiçbir işe yaramayan, nihayetinde farzımuhal Zincirlikuyu'da bir kuyuya gömülecek olan fani vücudunuz uğruna, bir milletin geleceği nasıl hiç oluyor belki anlarsınız. Bu arada belirtmeliyim ki, kendi zevk ve renkleri dışında hiçbir şey umurunda olmayanların aksine, ülkesinin bugününü ve yarınını düşünen gençlerin de olması ayrıca gurur veriyor. Hatta öyle ki, bu gençlerin önünü açın yeter. Onlar hemen her konuda beklediğinizden daha hızlı ve donanımlı. Bize gelen hatıraların denemelerin arasından böylesi hoş araştırmaların da çıkması ne güzel. Yurttaş 2001 İletişim Grubunca gönderilen maili paylaşıyoruz... "Bildiğiniz üzere Kasım ayında yaşadığımız ekonomik krizin hemen ardından, krizden çıkış yollarından birisi olarak dünya toplam rezervlerinin %70'ine sahip olduğumuz bor madenlerinin özelleştirilmesi gündeme getirilmiş ve hükümet içinde başta Sayın Şükrü Sina Gürel olmak üzere birkaç bakanın direnişi sonucu bor madenlerinin özelleştirilmesiyle ilgili dosya kısa bir süre için rafa kaldırılmıştır. Bu tartışmanın hemen ardından nedenleri hâlâ tam olarak bilinmeyen Şubat krizi patlak vermiştir... Ve bugün Türkiye birkaç milyar dolar bulabilmek için herşeyi yapabilecek bir duruma sürüklenmiştir. Çok kısa bir süre sonra bor madenlerinin özelleştirme yoluyla yabancı sermayeye satışı yeniden gündeme getirilecektir... Ve korkarız bu kez ülkenin içine düşürüldüğü ağır ekonomik buhran nedeniyle hiç kimse bu özelleştirme işlemine karşı direnemeyecektir... Nitekim kimse direnemiyor... Bor mineralinin stratejik önemi ve değeriyle ilgili "Yeni Avrasya" dergisinin Mart 2001 tarihli sayısından özetlenerek alınmış bir yazıyı sunacağız. Yüzlerce bilim adamının "21. Yüzyılın Petrolü" diye tanımladığı ve uzay teknolojisinden, bilişim sektörüne, nükleer teknolojiden savaş sanayiine kadar pek çok alanın vazgeçilmez hammaddesi durumuna gelen bor madeni ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğidir... Üzerinde oturduğumuz bu zenginliğin stratejik ve ekonomik öneminin farkına varmamız, bugünümüzü ve yarınımızı daha iyi değerlendirmemizi sağlayacaktır... 20. yüzyıl boyunca dünyada yaşanan her türlü siyasi, iktisadi ve askeri gelişmenin baş aktörü durumunda olan petrol, yerini bor madenine bırakmıştır. Petrol üzerinde oynanan oyunları hatırlamamız, ülkemizin sürüklendiği ekonomik ve siyasi krizi de kavramamıza yardımcı olacaktır... * Devamı yarın

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.