Emine sizden dua bekliyor

A -
A +

Amca torunlarıyız biz Emine ile. Köyümüzden gelin olduğumda o henüz bir yaşında bebekti. Aradan yıllar geçti. Emine'nin varlığını bile unutmuştum. Yıllar sonra kader bizi komşu olarak karşımıza çıkardı. Çok sevimli, cana yakın bir hatun olmuştu Emine. Üç oğlu vardı. Birbirimize sık gidip gelirdik. Emine kendi evinde oturuyordu. Ben ise teyzemin evinde kiracıydım. Emine çok sıkıntı çekmiş bu günlere gelene kadar. Aslında halinden şikayet etmeyi de pek sevmiyordu. Ne zaman ki o ciddi hastalığa yakalandı. Emine bir ara haline tahammül edemedi: "Neden?" Necla Abla? "Neden ben? Oysa ben çok çile çekmiştim. Tam huzuru buldum, kendi evimde rahata ereceğim" dediğim sırada nasıl da beni buldu bu hastalık?" diyordu. Emine göğüs kanseri olmuştu. Bir gün duyduk ki Emine'nin göğsünü almışlar. Ardından gelsin kemoterapiler. Oturduğumuz sitede Emine'yi sevmeyen yoktu. Zaten site sakinlerinin büyük çoğunluğu akrabalarımızdan meydana geliyordu. Hepimiz onun için dualar ediyorduk. En çok da isyan etmemesi, sabır ve mütevekkil olabilmesi için. Bu arada dua ile birlikte zor zamanlarında Emine'yi daha çok ziyaret ediyor, adeta yalnız bırakmıyorduk. Hastanın ilgiye ihtiyacı olurdu. Biz de öyle yaptık. Bir de Allah her komşuya böylesini nasip etsin bir komşumuz var ki canlar parçası. Herkesin yardımına koşan bu genç gelin Hülya, Emine'nin neredeyse eli ayağı oldu. Nasıl da vakit buluyor? Ne zaman Emine'nin yanına gitsek her an her vakit onu yanında görüyoruz. Çok neşeli çok pozitif biri. Sözleriyle hareketleriyle sabır ve tevekkül numunesi olarak Emine'yi de hayata bağlamaya çalışıyor. Bir yıl gibi uzun bir süre sonra kanser Emine'nin vücudunda başka bir bölgeye daha yayılmıştı. Yeniden ameliyat yapılmasını uygun görmedikleri için kemoterapiye ve ilaçla tedavisine devam ediliyor. Allah'ım Emine artık çok şükür eskisi gibi isyankar olmayı bırakmış durumda. Aksine rahatsızlığına karşı ne kadar dayanıklı ne kadar güçlü, dirayetli çıktı. Hayran kalmamak mümkün değil. Arada bir hüzünlenip, hıçkırıklara boğulduğu da olmuyor değil... Ama bu hüzün anını tez atlatıyor. Ne zaman yanına gitsek, ya da o bizlere gelse sanki hiçbir rahatsızlığı yokmuş gibi etrafına neşe saçıyor. Benim okuyup yazma arzumu bildiğinden bir gün bana dedi ki: -Necla Abla kız, bak benim yaşadıklarım tam roman gibi. Ben anlatayım sen yazsana... Herkes neler yaşadığımı nelere göğüs gerdiğimi, ne pahasına olursa olsun hayat mücadelesinden vazgeçmediğimi okuyup ibret alsın. Etrafımda bunca insan var. Mutlu olmaları için her şeyleri var ama mutlu değiller. Ne zaman konuşmaya başlasalar hemen hallerinden şikayet ediyorlar. Halbuki sadece sağlıkları için her an şükretmeleri gerek. Bak bana. Bu amansız hastalıkla mücadele ediyorum. Yine de beterin beteri var diye halime şükrediyorum. Şükrediyorum ki yatağa bağlı değilim. Kendimi fazla yormadan da olsa evimin işini hâlâ yapabiliyorum. Çocuklarıma çorba pişirebiliyorum. "Rabbim dayanma gücümü ve sabrımı artırsın" diye de dua ediyorum. Zaman zaman: "Ya Rabbim sen de biliyorsun çok çile çektim, kocam ve ailesi zaman zaman beni çok üzdüler. Yokluk çektim. Neden bir de bu hastalığı verdin?" diye isyan ettiğim oldu. Hemen pişman olup tövbe ettim ve hâlâ da ediyorum. "Her şerde bir hayır vardır" diye düşünüyorum. İşte böyle ablam, sen benim romanımı yaz olur mu? Ben de gülümseyerek dedim ki: -Tamam Emine, bak benim gazetemde "Hayatım Roman" bölümü var. Oraya yazacağım. Yayınlandığında da sana okuyacağım. Böyle söz verdim. Emine'miz artık son kürlerini tamamlıyor. İnşallah tedavisi başarılı olur. Yüce Rabbim ömrünü uzatır. Hakikaten onu çok seviyor, onun için her gün dua ediyoruz. Sizlerden de Emine'nin sağlığı için bu mübarek günler hürmetine dua bekliyoruz. * Necla Koç - Sincan / Ankara Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.