Benim sütannem kim?

A -
A +

Bir sü­tan­ne­min ol­du­ğu­nu öğ­ren­di­ğim za­man as­ker­dey­dim. Yıl­lar bo­yu an­ne has­re­tiy­le ya­nıp tu­tuş­muş gi­bi his­set­tim ken­di­mi. As­ke­re gi­de­ne ka­dar ağa­be­yim­le ab­la­mın sü­tan­ne de­di­ği yen­ge­me ben de öy­le­si­ne sü­tan­ne di­yor­dum. As­ker­den izin­li gel­miş­tim. An­nem bir ve­si­ley­le söy­le­yi­ver­di: -Se­nin de bir sü­tan­nen var ama bu, yen­gen de­ğil. -Be­nim sü­tan­nem kim? -Or­han­ga­zi'ye bağ­lı Nar­lı­ca kö­yün­de­ki Fa­di­me Ha­nım. -Ah gü­zel ana­cı­ğım, ba­na bir an­ne­min da­ha ol­du­ğu­nu şim­di­ye ka­dar ni­çin söy­le­me­din? Za­val­lı an­nem ne­den­se hiç akıl ede­me­miş o gü­ne dek... Bu ha­ber üze­ri­ne he­ye­can­lan­dı­ğı­mı, me­rak­lan­dı­ğı­mı gö­rün­ce baş­la­dı an­lat­ma­ya: "Sen da­ha kır­kı­nı ye­ni çı­kar­mış­tın. Biz üç tey­ze ço­cu­ğu, be­bek­le­ri­mi­zi Fa­di­me Ha­nı­ma tes­lim edip kü­çük tey­ze­nin dü­ğü­nü­ne git­miş­tik. Acık­mış­sı­nız. Ağ­la­ma­ya baş­la­mış­sı­nız. Fa­di­me Ha­nım, se­ni pek se­vim­li bul­muş. Em­zir­mek gel­miş için­den..." Dü­ğün so­na erip de bi­zi al­ma­ya gel­dik­le­rin­de an­ne­ci­ğim­le sü­tan­nem ara­sın­da duy­gu­lu bir ko­nuş­ma geç­miş. Sü­tan­nem de­miş ki an­ne­me: -Se­nin oğ­lu­nu em­zi­ri­ver­dim kız. Pek içim­den gel­di he ya... -Ay ni­ye süt ver­din ki Fa­di­me? -Da­rıl­dın mı yok­sa? -Yok da­rıl­ma­dım. Ama ne bi­le­yim hak geç­me­sin­den kork­tum. Sü­tü­nü­zü he­lal edin ba­ri. Ko­nu, he­lal­lik al­ma­ya ge­lin­ce bu kez de Fa­di­me Anam boy­nu­nu bük­müş: -Dur ben de be­yi­me ha­ber ve­re­yim. Onun da rı­za­sı ol­ma­lı. İş süt­ba­ba­ma ak­set­miş. Süt­ba­bam bi­raz sert gö­rü­nüm­lü ama yü­re­ği yuf­ka bir in­san­dı. Di­yor ki: -Bir şart­la he­lal­lik ve­re­lim. İle­ri­de bü­yü­dü­ğün­de bi­zi ara­yıp ha­li­mi­zi ha­tı­rı­mı­zı so­ra­cak ise... An­nem bu­nu ba­na an­lat­tı­ğın­da hem çok me­rak­lan­dım hem içi­mi ta­rif ede­me­di­ğim bir hü­zün kap­la­dı. En çok da, he­nüz yü­zü­nü bi­le gör­me­di­ğim sü­tan­ne­mi gör­me­nin has­re­tiy­le ya­nı­yor­du yü­re­ğim. Ne ça­re ki as­ker iz­nim bit­miş, süt an­nem­le­rin kö­yü­ne git­me­ye vak­tim kal­ma­mış­tı. Kış­la­dan süt an­nem­le­rin kö­yü­ne bir mek­tup yaz­dım: "Sev­gi­li sü­tan­ne­ci­ğim... Si­zin var­lı­ğı­nız­dan ina­nın ye­ni ha­ber­dar ol­dum. Na­sip­se as­ker dö­nü­şü mut­la­ka ge­le­ce­ğim. El­le­ri­niz­den öpe­ce­ğim. Ama şim­di bi­le has­re­ti­ni­zi çek­me­ye baş­la­dım. Ne olur ba­na bir res­mi­ni­zi gön­de­rir mi­si­niz?" Mek­tup süt­ba­ba­mın eli­ne geç­miş. Doğ­ru­ca eve git­miş. Sor­muş sü­tan­ne­me: -Se­nin İs­tan­bul'da ta­nı­dı­ğın var mı? Ara­dan yir­mi se­ne geç­miş ol­ma­sı­na rağ­men, sü­tan­nem hiç te­red­düt et­me­den de­miş ki: -Sü­toğ­lum­dan­dır. Bu na­sıl bir duy­gu an­la­tı­la­maz. Sen tut, bir ço­cu­ğa yir­mi se­ne ön­ce bir de­fa­lık süt ver. Ama onu bir da­ha hiç ak­lın­dan çı­kar­ta­ma. Her ge­len ha­ber­de, onun ge­le­ce­ği ümi­di­ni kal­bin­de ya­şat. Ola­cak şey de­ğil... Ama ana yü­re­ği iş­te böy­le... Ba­na ce­vap mek­tu­bu gel­di. Bir de ai­le res­mi. O za­man hep­si si­yah be­yaz­dı. Tek tek ki­min kim ol­du­ğu­nu yaz­mış sü­tan­nem res­min üze­ri­ne. As­ker dö­nü­şü ça­lış­tı­ğım iş ye­rin­de­ki pat­ro­num Ya­vuz Ağa­be­yin ara­ba­sıy­la gün ka­rar­laş­tı­rıp ön­ce bi­zim kö­ye ora­dan da süt an­nem­le­rin kö­yü­ne git­me­ye ka­rar ver­dik. Köy­den an­ne­mi de ya­nı­mı­za al­dık. Bi­zim ge­le­ce­ği­miz­den ha­ber­le­ri yok­tu. Süt an­nem­le­rin kö­yü­ne git­ti­ği­miz­de sü­tan­nem da­ha kar­şı­dan gö­rür gör­mez be­ni ta­nı­mış, bir mık­na­tıs gi­bi ken­di­ne çe­kip "yav­rum" di­ye bağ­rı­na bas­mış­tı. Öy­le duy­gu­lan­dım ki an­la­ta­mam. Yıl­lar son­ra an­ne­mi bul­muş ol­ma­nın se­vin­ciy­le bay­ram gi­bi bir gün ya­şa­dım. Göl­den ba­lık tut­tu­lar, ye­di­rip içir­di­ler... İz­zet ik­ram an­lat­mak­la bit­mez. O gün­den son­ra ar­tık be­nim iki ai­lem ol­muş­tu. Sü­tan­nem, süt­ba­bam, süt­kar­deş­le­rim de var­dı... Yıl­lar geç­ti ara­dan... Sü­tan­nem de süt­ba­bam da çok­tan rah­met­li ol­du. On­lar­dan da biz­den de rah­me­te da­ha baş­ka ka­vu­şan­lar ol­du... Ama sü­tan­ne­ci­ği­min öl­me­den ön­ce gö­zü­nü pen­ce­re­ye di­kip, "sü­toğ­lum ge­le­cek" di­ye bek­le­me­si yok mu hâ­lâ yü­re­ği­mi bur­ku­yor. Ha­ki­ka­ten ben de yo­la çık­mış­tım. Na­sip iş­te... Ce­na­ze­si­ne ye­ti­şe­me­dim ama ye­ni def­ne­dil­miş kab­ri­nin ba­şın­da ru­hu­na Fa­ti­ha oku­dum. Rab­bim bü­tün geç­miş­le­ri­mi­ze rah­met ey­le­sin... Cev­det Te­ki­nel-İs­tan­bul > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.