​500 T ile gelen su!..

“Bizden Fatiha bekleyenler var. Haydi, Fatih Sultan Mehmet Hanın kabrine gidip bir Fatiha daha okuyalım...”

 

İstanbul çok büyük bir şehir… Yaşayanlar iyi bilir ki bir uçtan bir uca İstanbul gez gez bitmez... Biz Anadolu yakasında Tuzla civarında oturuyoruz. İki gün önce Avrupa yakasındaki Fatih semtine gittik. Fatih onca zamana rağmen hâlâ kendine özel bambaşka bir tarih kokuyor... Biraz alışveriş yaptık. Fatih Camii haziresinde medfun bulunan Fatih Sultan Mehmet Han hazretlerinin kabrini ziyaret ettik.

Fatih Camiinde öğle namazımızı kıldık. O kadar ki caminin ve çevresinin ziyaretini ikindiye kadar tamamlayamadık. Vakit geldiği için ikindi namazını da kıldık... Vakit hayli ilerlemişti. Artık dönüş vakti gelmişti. Ziyaretlerimizi ve ibadetlerimizi yapmış olmanın gönül huzuru içinde yola çıktık. Ama ne tarafa gidersek gidelim dönüp dolaşıp yine Fatih Camiine geliyorduk. En az üç kere karşımıza yine Fatih Camii çıktı. Bir başka camide namaz kılalım arzumuz olsa da sanki biri bizi oraya çağırıyordu. Yolumuz dönüp dolaşıp yine Fatih Camiine çıkıyordu... Döndüm kızıma dedim ki:

“Kızım galiba buradan eve gidemeyeceğiz. Herhâlde bizden Fatiha bekleyenler var. Haydi, Fatih Sultan Mehmet Hanın kabrini ziyaret edip bir Fatiha daha okuyalım. Hazireye gidip huzurunda Fatiha okuyup dua ettikten sonra tekrar ayrıldık. Yola çıktık… Bir otobüse binerek Edirnekapı’ya geldik. Oradan da Tuzla istikametine giden 500 T halk otobüslerine binecektik. 

Bu arada öyle bir susamıştım ki neredeyse dilim damağıma yapışıyordu.

“Çocuklar yanınızda su var mı?” dedim.

“İçtik anne” dediler.

Yol uzundu. Bir saat bazen duruma göre iki saat sürebiliyordu. Orada bir büfe var mıydı su alacak? Bakındık çevreye, yoktu.

"Tüh ne yapacağız, keşke Fatih’ten yanımıza su alarak buraya gelseydik” diye düşündüm.

Bu arada kızım gülerek dedi ki "Çok dua ettin, Allah sana 500 T ile su gönderir!” dedi.

Kızım espri yapıyordu ama hava soğuk, kış günü. Yaz olsa su satanlar oluyordu ama kışın su satan neredeee?

O sırada bir otobüs durdu durakta. İçinde simit ve su satan birisi vardı. Oğlum görmüş:

“Anne bak su satan adam” dedi.

O an nasıl sevindiğimi kelimelerle anlatamam. Su alarak adamcağıza da dualar ederek 500 T'ye bindik. Eve geliyoruz… Eğilip kızımın kulağına dedim ki:

"Evet Rabbim 500 T ile su gönderdi!..”

Kızım başını öne eğdi “evet anne gönderdi” dedi.