Bir fitnecinin yüzünden!..

Hesapta bir yanlışlık ve yolsuzluk yok; ancak dernek kararı olmadan malzeme alınmış!..

 

 

1981 senesinde Bursa İnegöl’de, Hükûmet Tabipliğinde Sağlık Memuru olarak göreve başlamıştım. İnegöl şimdi olduğu gibi o zaman da ülkemizin en büyük ilçelerinden biriydi. Görev yaptığımız Hükûmet Tabipliği binası şimdiki Hükûmet Konağı’nın olduğu yerdeydi. Tarihî ve eski bir binaydı. Bazı bölümleri iyice eskimiş ve kullanılamaz hâle gelmişti. İki katlıydı. Bazı odaları tamamen dökülmüş ve kapatılmıştı. Üst katta Hükûmet Tabipliği olarak kullanılıyor alt katında A. Ç. S. Başkanlığı ve Sıtma Savaş Başkanlığı vardı.

Binada 30’a yakın personel görev yapıyorduk. Hemen karşımızda Devlet Hastanesi, onun yanında da tek katlı ufak bir binada Verem Savaş Dispanseri vardı.

Bu üç sağlık kuruluşu çoğu kez birbirine bağlı olarak koordineli görev yapıyordu. Bizim Hükûmet Tabipliğinde iki doktor, on sağlık memuru bir sekreter, bir hizmetli ve çoğu köy gruplarında görevli otuza yakın ebe hemşire çalışıyorduk.

Verem Savaş Dispanserinin bir derneği vardı. Adı, yanılmıyorsam “Verem Savaş Yardımlaşma Derneği"ydi. Bu derneğin makbuzları bize de verilmişti ve bu makbuzlardan biz de yardım topluyorduk. Bu toplanan yardımları hem bizim hem de dispanserin ihtiyaçlarına kullanıyorduk.

Derneğin yönetiminde dispanserden bir arkadaş, bizden de bir doktorla bir sağlık memuru abimiz görevliydi. Paralar başkanda toplanır, sonra da dernek yönetim kurulu karar alır, ihtiyaç olan şeyler öyle alınırdı.

Alınacak şey ne kadar ucuz veya pahalı olsa da fark etmez dernek toplanır, karar alır alınacak şey ancak öyle alınırdı. Dernekler kanunu böyleydi. Yönetim toplanıp karar almadan en ufak bir şey alınamazdı. Bir ara bizim arkadaşlar, dernek yönetim kurulu toplanıp karar almadan ucuz yollu birkaç kalem malzeme almış, harcama yapmışlar. Hesaplar makbuzlar her şey tamam, yani bir para kaybı veya yanlışlık yok. Yalnız hesapta bir yanlışlık ve yolsuzluk olmamasına rağmen tek hata var. Dernek kararı olmadan malzeme alınmış. Başka da hiçbir yanlışlık ve kötü niyet yok.

“Kararı nasıl olsa sonra da alırız” diye düşünmüşler. Ancak kim düşündüyse, kim garez ettiyse, çekemeyen biri bu durumu şikâyet ediyor. Kimin haber aldığı kimin şikâyet ettiği de belli değil... DEVAMI YARIN