Mavi boyalı okul

A -
A +
“Hocam çok güzel oldu ama hiçbir okul böyle değil. Seni bu köyden başka yere sürerler diye korkuyorum!..”
 
 
Sınıf öğretmeni olarak Türkiye’nin değişik beş bölgesinde, beş değişik ilinde on beş yıl eşimle birlikte görev yaptım. Yine Anadolu’nun bir köyünde eşimle birlikte sınıf öğretmeni olarak görev yapıyordum. Bir yıl sonra yine Balıkesirli olan bir öğretmen, görev yaptığımız köye geldi. Köyde üç öğretmen olmuştuk.
Okulumuz da üç derslikliydi. Yeni gelen arkadaşım gözlerinden rahatsızdı. Görmekte bile zorlanıyordu. Çok da gariban, mazlum, sessiz bir arkadaştı. Çok da gayretli çalışıyorduk.
Ben müdür yetkili öğretmendim. Okulun tarlası vardı. Tarlanın geliri okulun ihtiyaçları için harcanıyordu. Okulumuzun her ihtiyacını muhtarımız karşılıyordu. Badanasını da muhtar yaptırıyordu. O zamanlar okulların her tarafı sarı renkteydi. Bunu da anlamış değildim. Yerleşim merkezlerindeki tüm okullar hep sarı renkliydi.
Eylül ayı başında muhtar ile görüştüm. Muhtar ile birlikte ilçeye gidip beyaz ve mavi renkli plastik boya aldık. Köyden bir boyacı genç ile anlaştık. Beyaz ile mavi boyayı karıştırıp okulun rengini tamamen açık maviye boyadık.
Muhtar “Üzeyir Hocam gözünü seveyim, sana bir zarar gelmesin, bizim boya renginde başka hiçbir okul yok. Gel şu okulumuzun rengini istersen tekrar sarı yapalım” diyordu.
“Muhtarım güzel olmadı mı?” dedim.
“Hocam çok güzel oldu ama hiçbir okul böyle değil. Seni bu köyden başka yere sürerler diye korkuyorum” diyordu.
Dedim ki:
“Muhtarım, şu eve bak, rengârenk. Şu eve bak, o da rengârenk. Niye bu okul böyle sapsarı? Sen bu boyayı evinde kullanır mısın?”
Muhtar yemin ederek “hocam kullanmam” dedi.
“Ben de kullanmam. O zaman neden okulda kullanalım ki?” dedim.
Ve de okulumuzun tamamı açık mavi renkli olmuştu. Bize göre çok da güzel olmuştu. Bütün köylü ve de öğrencilerimiz okulumuzu çok sevmişti. Çevremizde hiç böyle renkli bir okul yoktu. Her gelenin de dikkatini çekiyordu.
Hüseyin öğretmen, “Üzeyir Hocam sen bizim başımıza bir iş çıkaracaksın ama hayırlısı” diyordu. Hiç de boya yapılırken yanımıza uğramıyordu...
Okullar açıldı. Eğitim-öğretime devam ediyoruz. Görevimize çok da bağlı ve de çok çalışıyoruz. Bir cuma günüydü. Ben ve Hüseyin Hocam birlikte cuma namazına gittik. Namazdan çıkınca hemen okula geldim. Okulun önünde yabancı bir araba duruyordu... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.