Senden akıllısı yok mu?

A -
A +
 “Hiç ses çıkarmadılar. Tokalaşmak için elimi uzattım. Beden diliyle ilk mesajı verip ellerini uzatmadılar...”
Müdür yetkili öğretmen olarak görev yaptığımız köyde sarı renkli okul binasını mavi ve herkesin beğeneceği bir renge boyatmıştık. Herkes bu alışılmış rengin dışına çıktığıma şaşıyor ve çekiniyordu. Nitekim korkulan başımıza gelmişti.
Bir cuma çıkışı okula gelirken okulun önünde yabancı bir aracın durduğunu görmüştüm. Bir enteresanlık vardı ama ne?
Öğretmen olan eşim de sınıftan çıkıp durumu bana haber vermişti:
“Üzeyir, müfettişler geldi. Sana çok kızdılar, bağırdılar, benim de moralim bozuldu” dedi.
“Tamam” dedim.
Müdür odasına oturmuşlar beni bekliyorlardı. Yanlarına girdim. İki kişiydiler:
“Hoş geldiniz” dedim.
Hiç ses çıkarmadılar. Tokalaşmak için elimi uzattım. Beden diliyle ilk mesajı vererek ellerini uzatmadılar.
Sonra grup başkanı olduğunu söyleyen ilk hesaba çeken soruyu sordu:
“Üzeyir Bey mesai saatleri içerisinde nereye gittin, niye gittin?”
Hiçbir şeyi saklamak âdetim değildir. Utanacağım hiçbir işi yapmam, yaptığım hiçbir işten de o yüzden utanmam ve çekinmem.
“Hocam, cuma namazına gittim” dedim.
“Öbür arkadaşın nerede?”
“Birlikte gittik, o da şimdi gelir.”
Başladılar psikolojik moral bozacak polemik sorularına:
“En kutsal ibadet hangisi? Bu çocuklar bırakılıp da cumaya gidilir mi?”
“Hoca hanım neden gitmedi?”
Hâlbuki okula geldiğimde saat tam bir buçuktu. Ders de bir buçukta başlıyordu. Öbür öğretmen arkadaş da mesai vaktinde gelmişti.
Bu defa ona da aynı soruları sordular. Ardından teftiş yetkisiyle bağırmalar, rencide edici sözler…
Bana döndü:
“Senden başka hiç akıllı yok mu? Bu okulun rengi de ne böyle! Bunu derhal değiştireceksin!”
“Hocam” dedim, anlattım: “Evimde kullanmayacağım boyayı burada kullanmak istemedim. Başka da bir amacım yoktur ve yönetmelikte filan da böyle bir mecburiyet olmadığı için...”
Ben kibar bir üslûpta gerekçelerimi sayıyorum ikna etmeye çalışıyorum ama bu hiç dinlemiyor “seni başka yere sürdüreceğim!” diye tehditler savuruyordu.
Sonra bizi teftiş etme amacıyla birlikte sınıflara girdik. Tabii moralimiz bozuldu, canımız sıkıldı. Hiç konuşmuyorduk. Müfettiş Bey geçti öğretmen masasına oturdu. Yazılı ifade tutanağı hazırlamış önüme koydu. "Bunları cevapla!” dedi. Neler yazacağımı da merak eder gibi gözlerini devire devire bakıyordu. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.