Nereden aklıma geldiyse!..

A -
A +
“Adam çok acı çekiyordu, oturduğu yerde duramıyor ‘ne olur beni kurtarın!’ diye inliyordu!..”
 
Ölüm anı… Çoğu kimse bu lafı duyunca ister istemez bir irkilir. İster kendi ölümü ister başkasının ölümü. Ne yalan söyleyeyim ben de korkardım, ta ki bir ölüm anına şahit olana dek.
Babam ağır bir ameliyat geçirmişti. Ameliyat sonrası da zatürre olmuştu. Babam bu iki hastalıkla birlikte mücadele ediyordu. Biz de babamızın bu hastalıkları atlatıp eve geleceğine açıkçası pek inanamıyorduk. Zaten babamın yaşı ilerlemişti. Hastanede oda sıkıntısı yaşıyorduk. Hasta sarı alandaydı. Sarı alanda onlarca hasta vardı. Babamın yanında annem, kardeşlerim sırayla kalıyorduk. Bazen hep kalıp eve gitmiyor ama birimiz hastanın başında dururken diğerlerimiz hastane bahçesinde ve dışarıda bekliyorduk.
O gün annem eve gitti. Kendisine “biraz dinlen sen” dedik. Kardeşim de kantine yemek yemeye çıktı. Ben babamın başında kalmıştım.
Babam nefes almakta zorlanıyordu.  Makine desteğiyle soluk alıyor nefes alışı kontrol altında tutuluyordu. Babamın tam çaprazında yatan bir hasta vardı. 45-50 yaşlarındaydı. Durmadan ağlıyor inliyordu.
"Allah'ım çok canım yanıyor ölüyorum” diyordu.
Onun bu feryatları bizleri de üzüyordu. Ama elimizden bir şey gelmiyordu. Doktorlar alışmış olmalı ki bu ağlayıp inlemelerine pek aldırış etmiyorlar arada gelip bakıyor ve ilgileniyorlardı.
Ama adam çok acı çekiyordu. Yerinde duramıyor, “ne olur beni kurtarın!” diye inliyordu.
Hanımı bir hemşire çağırdı. Hemşire gelip bir ağrı kesici yaptı gitti.
Babam bu sesler arasında uyumuştu. Ben de sandalyeyi aldım, babamın yatağının ayakucuna oturdum. O hasta adam tam karşıma denk geliyordu. Bir ara hasta ile göz göze geldim. İğne fayda vermemiş olacak ki adam hâlâ inleyip ağlıyordu. Hanımına dedim ki:
“Abla doktorlardan birini bul! Gelsin baksın! İğne hiç fayda etmemiş...”
Kadın dışarı doktor bakmaya gitti. Yazık o abi bana bakıyor, ben ona... Ne çaresiz bir durumdu. Yapacağım hiçbir şey de yoktu. Birden içimden bir ses geldi: “Bak bu insan ölecek. Sen evliyanın ruhuna istimdat eyle. Kelimeyi tevhit oku. Dua oku. Bu sıkıntıdaki adamcağızın imdadına dua ederek yetiş!”
Bu nasıl bir düşünceydi bilmiyorum. Nereden aklıma gelmişti? Bu duygularla çantamdan tespihimi aldım. Kalbimden, din büyüklerimizin ruhunun son nefeste istimdat etmesi için Cenab-ı Hakka niyazda bulundum. O an bir şeye şahit oldum!.. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.