Eşim sürekli ağlıyordu!..

A -
A +
“Biz anamızdan-babamızdan ayrı gurbette okuduk, hiç olmazsa çocuklarımız yanımızda olsun istiyordu...”
 
1991 yılında Kütahya’nın Altıntaş ilçesinin Eymir köyünde öğretmenlik yaparken İlköğretim Müfettişliği Sınavı açılmıştı. Eşim de öğretmendi. Eşimle birlikte hep köylerde çalışıyorduk. Biraz da şehirlerde yaşayabilmek için bir şeyler yapmam lazımdı. Müfettişlik Sınavı açılınca müracaat ettim.
Yazılı sınava girdim. Yazılı sınavı kazanınca da mülakata (sözlü sınava) girdim. Çevremde sınava giren arkadaşlar hep tanıdık siyasiler bulmanın, sınavı kazanmamın yollarını arıyorlardı. Ben hiçbir siyasi temsilciye gitmedim. Sadece dua ettim, dua aldım. “Hayırlısı ise olsun” dedim...
Müfettişlik sınavını kazanmıştım. Yanılmıyorsam, Kütahya’dan 174 öğretmen sınava girmiş, 6 öğretmen sınavı kazanmıştık. 1992 yılında eşimi ve çocuklarımı köyde bırakıp Ankara’ya okula gittim. İki yıl Ankara’da Hacettepe Üniversitesinde okuduk.
30 Eylül 1994 yılında okulu bitirdim. Görev yaptığım köyüme geldim. Büyük oğlum da ilkokulu bitirmiş, Kütahya’da Devlet Parasız Yatılıya yerleşmişti. Çocuğumuzun yanımızdan ayrılmasına çok üzülmüştük. Eşim sürekli ağlıyordu. Biz anamızdan-babamızdan ayrı gurbette okuduk, çocuklarımız yanımızda olsun istiyordu. Ben de çok istiyordum ama olmuyordu. Yanılmıyorsam kuralar 15 Ekim'de çekilecekti.
Kura çekimine Ankara’ya gidecektim. Bir gün önce eşime dedim ki: “Biz Balıkesirliyiz. Balıkesir’i istemiyorum. Burada Kütahya’da görev yapıyorum. Kütahya’yı da istemiyorum. Hep gönlümden kura çekiminde Afyonkarahisar geçiyor; inşallah orası olur.”
Eşim, “Üzeyir sen kafayı mı yedin? O kadar il varken senin dediğin gibi mi olacak? Bizim tayinimiz doğuya çıkar” dedi.
“Hayırlısı, biz yine de duamızı yapalım neresi hayırlısı ise orası olsun ama benim gönlüm Afyon diyor” dedim.
“Üzeyir şu hayal kurmayı bırak, Afyon mu olacak?” diyordu.
Eşime dedim ki:
“Ben sana 8 kez evlenme teklifi yaptım. Kabul etmedin. Köyde herkes 'Hocam bu Hâkimler senin gibi Yörük’e kız vermez' diyordu. Ben inanmıştım seninle evlenecektim. Sen köye benden sonra gelmene rağmen rotasyondan senin tayinin Van'a çıktı. Tek çaresi vardı nikâh yapmaktı. Güzel Allah’ım; sen misin Üzeyir’i kabul etmeyen, seni nikâh için benim yanıma göndermişti!..”
“Üzeyir o durumlar farklıydı. Bu kura işi” diyordu eşim... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.