Bu köyde durulur mu?

A -
A +

“Pelitbükü Sekecek köyüne tayinimiz çıkmıştı. Bir minibüs tutmuş eşyalarımızı onunla götürmüştük...”

 
 
Eşimle birlikte 15 yıl, ülkemizin değişik bölgelerinde sınıf öğretmeni olarak çalıştık. Hep köylerde çalıştık, güzel insanlarla ve unutulmaz hoş anılarla karşılaştığımız gibi çok da sıkıntılar çektik. Çalıştığımız yıllarda birçok köyde yol yok, elektrik yoktu. İlçe merkezine bazen yaya, bazen traktörle, bazen kamyonla gidip geliyorduk. Ama her durumda hâlimize hep şükrettik. Elhamdülillah, hiç isyankâr olmadık. Rotasyon kapsamındaydık. Yani kural gereği, düzenli olarak yer değiştirmek ve yeni yerde görev yapmak durumundaydık. Hangi vilayete tayinimiz çıktıysa, hangi köyde görevlendirildiysek gittik. Eşim de öğretmen olduğu için hep iki öğretmenli, ilçe merkezine en uzak yerlerde görev yaptık...
1987 yılının temmuz ayında, Adıyaman-Kâhta ilçesinin Dut köyünden, Samsun-Alaçam ilçesinin Pelitbükü Sekecek köyüne tayinimiz çıkmıştı. Fazla eşyamız da yoktu. Bir minibüs tutmuş eşyalarımızı onunla götürmüştük.
Köye zorluklar içinde gitmiştik. Köy, Vezirköprü sınırında, Alaçam ilçesinin en son köyüydü. Yanılmıyorsam ilçeye 35 km mesafedeydi. Köyde elektrik, telefon yoktu. Okulda ve bahçede koyunlar otluyordu. Lojman eski A tipi dedikleri 1 salon 1 odadan ibaret küçük bir yerdi. Minibüs şoförü Adıyamanlıydı. Bana yalvarıyordu;
“Hocam gel hiç eşyaları indirmeyelim seni geri Adıyaman’a götüreyim. Senden hiç geri dönüş ücreti almayacağım. Burası ne böyle? Burada durulmaz!” diyordu.
Tabii ki oradan ilişiğimi kesmiştim ve geri dönemezdim. Eşyaları lojmana bırakıp Alaçam’a gittik. Şoförümüzle helalleşip onu tekrar Adıyaman’a uğurladık. Biz de Alaçam Öğretmenevinde kaldık. Kolay değildi bu mekân değişikliği…
Elektriksiz telefonsuz bir yere Adıyaman’dan niye geldiğimize çok üzülmüştük. Ertesi gün de memleketimiz olan Balıkesir’e gittik...
Tatil bitmişti ve 1987 yılının eylül ayında görev yerimiz olan köyümüze geldik. Lojmanın bütün duvarlarını eşimle birlikte kazıdık. Her tarafı temizleyip badana-boya yaptık. Kapıları, pencereleri boyadık. Okuldaki tüm koyunları çıkardık. Okulun tamamını badana yaptık. Kapıları, pencereleri boyadık.
Köylü çok fakirdi, tüm badana boyaları ve kırık pencerelerin tamamını kendimiz değiştirdik. Okulu eğitim-öğretime hazır hâle getirmiştik. Fakat gerçekten çok çalışmıştık. Bizdeki bu gayrete köylüler dahi çok şaşırmıştı. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.