"Burayı nasıl keşfettiniz?"

A -
A +
“Başkâtibin akşamüstü getirdiği koca bir deste parayı sayınca miktarına bakıp şaşırıyordum!..”
 
 
Söz konusu noter, Ankara’da bir süre avukatlık yaptıktan sonra, daha önceden başvurduğu bu göreve iki ay önce atanmıştı.
Hemen bir taksiye atlayıp, Ankara’daki evinden paraları getirmesini, aksi takdirde zimmet suçundan hakkında soruşturma açmak zorunda kalacağımı söyleyince, telaşa düşmüştü. Yüzü kıpkırmızı, alnı ter damlacıkları ile dolmuştu.
Dört saat sonra paraları maliyeye yatırarak makbuzlarını adliyeye getirip bana göstermişti.
Bu göreve başladığı iki ay içinde, adalet müfettişinin kendisini denetleyebileceğini ve bakanlıkla olan ilişkilerini öğrenmemişti. Sanırım noterliği özel bir işletme gibi görüyordu.
O sırada ne yapmam gerektiğine karar vermeye çalışırken, aklıma Üsküdar Noteri geldi. 25 yıl hâkimlik yapmış ve isteği ile emekli olma hakkını kazanınca, daha önce başvuruda bulunduğu Üsküdar Noterliği teklif edilince hemen emekli olup bu işe başlamıştı... Yaşını başını almış, sempatik ve espritüel bir kişiliği vardı Üsküdar Noterinin. Güzel konuşuyordu... Denetimi, hâlen emekli olup İstanbul’a yerleşen zarif arkadaşım Adalet Başmüfettişi Yüksel Bey ile birlikte yapıyorduk. Hâkimlikten gelen birikimi ve vasıflı bir kadro ile çalışan noterin işlemleri kusursuzdu. Bize göre çalışma ve başarı derecesi pekiyi idi. Noterlere sicil verirken orta, iyi, pekiyi ölçülerini kullanıyorduk. Bu nedenle denetim bitince noterin akşam yemeği davetini kabul etmekte sakınca görmedik...
Bizi arabasına aldı. Beykoz’a doğru yollandık. Bir süre gittikten sonra, sol tarafa sahile inen yola saptı. Hayli dik olan asfaltın sonunda ve deniz kenarında bir tarihî konağın bahçesine girip durdu. Burası Osmanlı dönemine ait bir Sultan veya Paşaya ait küçük bir saraya benziyordu. İçeri girince tahminimizde yanılmadığımızı anlamıştık.
Koşuşturmalarından buranın çalıştırıcılarının noteri iyi tanıdıkları belli oluyordu. Arkadaşım da ben de böyle bir yeri ilk kez görüyorduk. Çok lüks bir yerdi… İkramlar ve yemekler gelirken kendisine bu kadar güzel ama gözlerden uzak bir yeri nasıl keşfettiniz diye sorunca güldü…
-Beyefendi, Sultanahmet Adliye Sarayı’nda Asliyle Hukuk Hâkimliği yapıyordum. Emeklilik süremi doldurunca açık olduğunu öğrendiğim Üsküdar Noterliğine talip oldum. Öyle başladım bu işe.
Başkâtip mesai bitiminde bir deste para getirip “bugünkü hasılat efendim” diyerek bana teslim ediyordu. Sayınca şaşırıp kalıyordum. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.