"Senin bir derdin var İsmail!"

A -
A +
“Bu çocuk şen şakrakken birkaç zamandır içine kapanık olmaya köşe bucak sessizliğe gömülmeye başlamıştı”
 
Bölük astsubayı olduğum için aynı zamanda askerlerimizin gelip giden mektuplarını da okur, kontrol eder “er mektubu görülmüştür” kaşesiyle onayladıktan sonra askere dağıtırdık.
Anadolu çocuğu Mehmetçiklerimin annesinden babasından ailesinden gelen mektupları daha ilk satırından anlar geri kalan yazışmalara mahremiyete saygı diyerek okumadan kaşeler verirdik.
Askerlerimden İsmail adında bir erin çok düşünceli olduğunu izledim. Bu çocuk şen şakrakken birkaç zamandır içine kapanık olmaya köşe bucak sessizliğe gömülmeye başlamıştı…
Bu çocuğun mektubunu sırf ona yardımcı olabilmek adına okumak istedim. Gelen mektup ailevi sıkıntılar olduğunu gösteriyordu. Bunun üzerine bir gün çağırdım odama ve sordum:
-İsmail genelde sizlerin mektubunu okumam ama senin dalgın ve düşünceli gezmeye başlaman üzerine mektubunu okudum. Ailende bir sıkıntı olduğunu sezinledim. Bana anlatabilirsen sana yardımcı olmaya çalışırım.
Verdiğim sözü yerine getirdiğimi, yerine getirmeyeceğim konuda da söz vermediğimi iyi bilirdi askerlerim. Fazla tereddüt etmeden anlattı.
Köyünde bir ailenin iki kızından küçük olanı ile evlenmiş. Kızların babası hayatta değilmiş, yetim büyümüşler. Ama kendisi askere gelip de aile biraz sıkıntı yaşamaya başlayınca ablası da annesi de küçük kıza psikolojik şiddet uygulamaya başlamışlar. “Niye erken evlendin? Niye onunla evlendin vs...” diyerek kızcağızı bunaltıyorlarmış.
Köyünün adresini ve köy muhtarının ismini istedim. Muhtara resmî olmayan ama bir komutanı olarak kendi sınıf ve rütbemi de belirterek bu çocuğun ailesiyle ilgilenmeyi bu çocuğa yardımcı olmasını arzuladığımı dile getirdim.
Bu mektubu köy muhtarına İsmail’den habersiz postaladım... Bir iki gün sonra da normalde izin dönemi ve hakkı olmadığı hâlde İsmail’e yetkim dâhilinde on günlük mazeret izni verdim. Dedim ki:
“Bu sürede git, ailenle görüş, konuş; sayılı günlerin çabuk biteceğini anlat. Gönüllerini al gel...”
İsmail sevinçten havalara uçtu tabii… “Sağ ol komutanım” diye sarıldı kucaklaştık. Kendisini yolcu ettim…
Bakalım sonuç ne olacaktı? Muhtar’a önceden giden mektup sebebiyle muhtar aileye nasıl bir ilgi gösterecekti? İzne giden İsmail’i mektup sebebiyle bakalım nasıl karşılayacaktı?.. DEVAMI YARIN 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.