“Çok ayıp oldu” dedi

A -
A +
 “Bir müddet yüzüne bakamadım. Ne asil insanmış ki o da bir kere olsun yüzüme vurmadı benim...”
 
 
Size, yeni iş yerimize gelen muhasebeci bir ağabeyden söz etmiştim: Yaşça bizden büyük olmasına rağmen bize arkadaş ve emsal gibi davranmasının “efendim” diyerek hitap etmesinin bizi çok mutlu ettiğinden bizi motive ettiğinden söz etmiştim.
İşte bu muhasebeci ağabey ile samimiyetimiz gittikçe arttı. İlk tanışma günleri geride kaldı: Yemeğe çaya, namaz kılmaya hep birlikte gider olduk.
Bizim iki dakikada kıldığımız bir namazı o tadili erkâna uygun olarak kıldığı için beş altı dakikada tamamlıyordu...
Yine bir gün namaza gidiyordu. Mescidimiz ofisin sol kısmındaydı. Ben de çay ocağının kapısında bekliyordum. Namaza geçerken her zaman olduğu gibi beni gene çağırdı. Ancak bu defa yakınımda olduğu için eliyle “haydi gel” anlamında bana dokundu. Bende tik olduğunu nereden bilsin?
Dokunmasıyla mevcut olan tik tepkisi hareket geçti. Bana dokunmasıyla ağzıma gelen o can sıkıcı söz ağzımdan dökülüverdi…  Ama nasıl perişan oldum anlatamam. O ağabey bende tik olduğunu bilmediği için o sözlere şoke olmuştu.
Hiç beklemediği bir kimseden hiç beklemediği bir sözdü…  Yüzü kıpkırmızı oldu. Yutkundu… Ne diyeceğini tarttı… Sadece:
“Hiç olmadı, çok ayıp oldu” dedi.
“Tik olduğu için efendim” dedim.
“Kendini alıştırıp o vakit ‘Allah’ dersin” diye bir öneri getirdi ve gitti…
Bu söz iliklerime kadar işledi benim. Bir müddet onun yüzüne bakamadım. Ne asil insanmış ki o da bir kere olsun o sözü benim yüzüme vurmadı.
Derken zaman geçti ve askere gittim. Askerde genç bir komutan bizi içtima etti ve sordu:
-Tiki olan varsa çıksın…
Birkaç arkadaş biraz tereddüt ederek, birbirimize bakarak mahcup ve endişeli şekilde bir adım öne çıktık.
Komutan herkese dokunup tik olarak ne tepki vereceğini merak ediyordu. Dokunmaya başladı. Herkes farklı sözler ve sesler çıkartmaya başladı. Bir arkadaş ise komikçe “çek arabanı!” diyordu. Komutan bana dokunduğunda çok enteresan bir şekilde “Allah!” dedim.
Kimse gülemedi. Herkes bir tuhaf oldu. O günden sonra tiki olanlarla eğlenirlerken bana kimse dokunmadı. Çünkü dokunduklarında “Allah!” demeye başlamıştım. Bende aradıklarını bulamıyorlardı.
Bu vesile ile bana kendisine yaptığım o ağır hakarete rağmen bir öneri getiren ve “Allah” demesini öğreten değerli muhasebeci ağabeye dua ediyorum. Rabbim herkesi onun gibi iyi insanlarla karşılaştırsın...
        Rumuz: “Eyüp Sultan”-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.