"Ne zaman haberiniz oldu?"

A -
A +
 “Zile basacağım ve kim varsa kim çıkarsa görüşeceğim, kimse yoksa da evin etrafında gezinirim!..”
 
 
Müfettiş olarak görev yaparken 2001 yılında Yalova Esenköy’e seminer görevim çıkmıştı. Seminer iki hafta sürecekti. Afyonkarahisar’dan pazar günü eşyalarımı alıp Yalova Esenköy’e gittim. Amacım seminer sonrası hafta tatilinde Yalova’da kalmaktı.
Pazar günü akşamüzeri Yalova-Esenköy’e vardım. Odama yerleştim. Pazartesi günü seminer başlamıştı. İlk haftanın nasıl geçtiğini anlamadım bile. İlk hafta sonunda cumartesi günü Yalova’ya gittim. Deprem olalı bir yıl olmuştu. Yalova’ da bir sessizlik hâkimdi. Bazı binalar hâlâ yıkıktı. Caddeler sessizdi. Kimseler yoktu. Pek arabalar da çalışmıyordu.
Saat 11.00 dolaylarında sora sora Türkiye gazetesinin bürosunu buldum. İçeri girip, selam verdim. Kendimi tanıttım. İçeride sadece 3-4 arkadaş vardı. Biraz oturdum, herkes kendi masasında bir şeylerle meşguldü. Ben soru sorarsam konuşuyorlar, başka kimseden ses çıkmıyordu. Dedim ki:
“Abiler; Yalova’ya ilk kez geliyorum. Yalova’da Enver Abinin evi varmış, gelmişken bir de oraya gitmek istiyorum. Benim yanıma bir arkadaş verin de beni oraya götürsün, mümkün mü?” dedim.
Bir tanesi “Yalova’da bizden başka kimse yok. Sadece biz varız” dedi.
“Burada memur-işçi arkadaşlardan kimse yok mu?”
“Yok” dediler. Çok şaşırmıştım.
“Abiler, Allah aşkına beni birileri Enver Abinin evine götürsün” diye ricada bulundum.
Bir tanesi, “Ağabeyciğim ne yapacaksın orada, bildiğin ev, neresini göreceksin?” dedi.
“Olsun. Zile basacağım ve kim varsa kim çıkarsa görüşeceğim, kimse yoksa da evin etrafında gezinirim” dedim.
Arkadaş güldü; “Orası apartman falan değil, orada şimdi kimse de yok” dedi.
“Olsun, beni biriniz oraya götürsün ne olur?”
Bir sessizlik oldu. Ben de “Gider zile basarım, Kapıya Enver Abi çıkar” diye hayal ediyordum.
Bir tanesi, yarım saat sonra “abi haydi çıkalım” dedi. Birlikte minibüse binip yola çıktık. Bana evi uzaktan gösterdi.
Ev gerçekten çarşıya çok uzaktı. Yalnız gitmem de çok zordu. Evin yanına vardık. Bir hareketlilik vardı. Koruma oldukları belli ki, elindeki cihazlardan haber veriyorlardı. Araba ile bir korumanın yanına vardık, durduk. Geldiğimiz arkadaş onu tanıyormuş. Daha bir şey demeden, “Abi hemen ne zaman haberiniz oldu. Kimseye de haber vermemiştik, daha şimdi gelmiştik, Enver Abi de şimdi içeri girdiler” dedi... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.