"Nitelikli dolandırıcı" olmuşum!..

A -
A +
“Meğer ben altınları çalan kişilerle aslında anlaşmışım! O iki soyguncuyu tanıyor olabilirmişim!..”
 
 
Altın bulunan aracımla Kastamonu istikametine giderken Tosya civarında yolumu kesen iki maskeli soyguncu tarafından durdurulmuş ve “altınlar nerede?” diyerek arabadan altınları alıp ayağıma da iki el ateş ederek beni yaralayıp kayıplara karışmışlardı...
Ben ayağımdan yaralanmama rağmen önce polisi arayıp haber verdikten sonra ortağımı arayıp ona da durumu haber vermek istemiştim ama ortağım telefonunu açmıyordu.
Ne enteresandı? Şimdiye kadar en fazla iki kez çaldırdığımda ulaşabildiğim veya ulaşamasam da beni mutlaka arayıp geri dönen ortağımın cep telefonu şimdi "ulaşılamaz" durumdaydı.
Belki sekiz on kez aradım ama hepsinde de uzun uzun çaldıktan sonra “aradığınız numara şu anda cevap vermiyor” diyordu.
Gelen polis ekibine yaşadıklarımı harfiyen anlatıp iki soyguncudan şikâyette bulunurken, meğer ortağım benim hakkımda “nitelikli dolandırıcılık"tan dava açmış.
Meğer ben altınları çalan kişilerle aslında anlaşmışım. Onları tanıyor olabilirmişim. Ayağımdan vurdurup kaçmalarını sağlayacakmışım. Böylece altınların çalındığı süsünü vererek ortağımdan altınları kaçıracakmışım!..
Hiç aklımın ucundan geçmeyen bu ihtimal ortağımın nasıl aklından geçiyordu anlamam mümkün değildi. Sanki o böyle bir plan yapsa ancak böylesini düşünebilir gibi geldi. Ama Allah var ben onu suçlayamam. Ve ben nitelikli dolandırıcılık suçlamasıyla, önce polis nezaretinde yaralı ayağımdan tedavi edildim, sonrası hapse atıldım.
Annem perişan, çocuğum perişan. Elde yok avuçta yok. Dava bir türlü sonuçlanamıyor… Allah’ım sen yardım et. Bu böyle tam beş sene sürdü. Halen, ne suçlu olduğuma karar veriliyordu, ne beraatıma… Böyle bir adalet olabilir miydi?
Ne oldu biliyor musunuz? Geçenlerde çıkan yasayla birlikte beş yılı tutuklu kaldığım için mahkemem açıktan sürebilecek şekilde salıverildim.
Bu dünya gerçekten çok enteresan... Nice katil veya suçlu olan da bu geciken adalet sebebiyle elini kolunu sallayıp gezerken, benim gibi feleğin sillesini yemiş kimsesiz insanlara da bir imdad-ı ilahi oldu sanki… Yoksa bizi o hapiste kim korur kim hakkımızı savunurdu? Derler ya görünür görünmez kazadan beladan Allah’a sığınırım… Sığınmak lazım gerçekten de…
           S.C.-Sakarya
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.