İlk işim gazetemi sormak oldu...

A -
A +
“Göreve başladıktan sonra ilk işim o beldedeki tek bayii olan market sahibinden gazetemi istemek oldu...”
 
Polis memuru olmak üzere imtihanlara girip kazandıktan sonra aday polis memuru sıfatı ile 3 Mart 1986 tarihinde Polis Okulu’nda 6 ay sürecek eğitime başladım... Nisan ayında tek kupona İslam Âlimleri Ansiklopedisi kampanyası başlatan ve benim için dünyanın en iyi gazetesi olan Türkiye gazetesine abone oldum. Hemen her kesim tarafından sürekli eleştirilen, ağır çalışma şartları ve özlük haklarının bir türlü düzeltilemediği -rahmetli Özal dönemi hariç- bağlı olduğu bakanlık dâhil doğru dürüst sahiplenilmemiş olan polis teşkilatı ile ilgili gazetemde çıkan yazı haber ve makaleler yüreğimize su serperdi...
Özellikle 10 Nisan günlerinde -ve vefatlarına kadar olan bütün 10 Nisanlarda çıkan yazılarında- Ahmet Işık imzalı “Polise Bakış” isimli makaleleri okuduğumda çok sevinir, gazetemle gurur duyardım ve bilmediğim bir duygu ile sahiplenirdim, belki de sahiplenildim...
Polis Okulunun bu ilk günlerinde benim gibi kursiyer devre arkadaşlarımdan abone olanlar da vardı.
İlk fırsatta kantine iner gazetemi ve diğer abone olan 18-19 arkadaşın gazetelerini alır sınıfları dolaşıp teslim ederdim. Bu, kurs sonuna kadar böyle devam etti...
İlk tayin olduğum yer turistik bir beldede bulunan Polis Eğitim Merkezi idi. Göreve başladıktan sonra ilk işim o beldedeki tek gazete bayii olan market sahibinden Türkiye gazetesi istemekti. Bu istekte bulunduğumda adam çok acayip bir şey duymuş gibi anlam veremediğim tuhaf bir bakışla “böyle bir gazete satmıyoruz ve bu isimde bir gazete duymadım” gibi şeyler gevelemişti.
Hâlbuki televizyonda reklamları veriliyordu. Ama gazeteyi getirtmesi hâlinde sürekli olarak alacağımı, hatta her ayın başında aylık gazete bedelini peşin olarak vereceğimi söylememe rağmen kabul etmedi. Gazetemi mutlaka okumalıydım ve bunun için ilçeye servis yapan minibüs şoförlerinden yardım almak dâhil birtakım çözümler ararken bağlı olduğumuz ilçedeki Türkiye gazetesi temsilcisi Kenan Arat abi ile tanışmak nasip oldu. Kendisi bizzat ilgilendi ve gazetenin bulunduğum yerdeki marketçi bayiye gönderilmesini sağladı. Gazete bayii diğer gazeteleri masa üstünde sergilerken Türkiye gazetesini tezgâh altında tutuyordu. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.