Bu bir gazete değil; bayraktır...

Kendisine hediye edilen Hakikat Kitabevi yayınlarından bir kitabın Fransızca tercümesini okuyan bir yabancı, kitabı hediye eden Türk misafirine diyor ki:

“Hıristiyan olarak ölen anne ve babam eğer bu kitabı okusalardı mutlaka Müslüman olurlar ve hayatlarını mümin olarak yaşar, son nefeslerini de mümin olarak verirlerdi...”

Ülkemizde de makam ve mevki sahibi olan kişiler eğer Türkiye gazetesine abone olsalar, Hakikat Kitabevi’nin yayınladığı kitapları okumuş olsalardı “Dinî ve millî konularda kim sevilir kim sevilmez öğrenir, antivirüs programlarının bilgisayarları virüslere karşı koruduğu gibi devletin temeline sinsice tuzak kuranları zamanında öğrenirler ona göre tedbirlerini alırlardı” diyorum ben.

Bu kitaplarda en doğru kaynaklardan sağlam din bilgileri alınmış. Din adamı kılığındaki sinsi din düşmanları ve bunların taktikleri anlatılmış. Herkesin okuyup anlayabileceği bu bilgiler Allahü teâlânın rızası için kâr amacı gütmeden her tarafa ulaştırılmaya çalışılmaktadır.

Şimdi devlet büyüklerimiz çok başarılı çalışmalar yapıyorlar. Yollar, köprüler, tüneller, barajlar vs. Bize deniliyor ki bu eserleri biz yaptık ve yapacağız ama asıl ilham kaynağımız ecdadımız Osmanlı ve özellikle Cennetmekân II. Abdülhamid Han. Anladığım kadarıyla eğer Abdülhamid Han tahtta kalsa idi bu eserler daha o zaman yapılacaktı.

O mübarek ecdadın yaptıklarını düşünürsek ve daha o zaman hayal ettiklerini 100 sene sonra ancak yapabildiğimizi göz önüne alırsak ilim ve teknik zirvedeydi demek doğru olur.

“Bir tatlı huzur almaya geldik" diyerek yerleştiğimiz Kuzuluk Kaplıca Evleri'ndeki ikinci günümüzün sabahında gazetemi okumak için elime aldığımda okuduğum bir haber dolayısıyla devlet büyüklerime sesleniyorum:

İsimleri hoş ama kuruldukları günden bu yana milletin yarasına merhem olmamış, değerlerine ters düşmüş olan ve birkaç sahip ve bakış açısı değiştiregelmiş, zamana ve sahibine göre her telden çalan gazetelerle Türkiye gazetesini bir tutmayın. Bu milleti ve değerlerini seviyor geçinen ile gerçekten seveni görün.

Rahmetli Enver Ören Ağabeyimizin ifadeleri ile “O bir gazete değil; bayraktır...” Saygılarımla...