“Yaktın milletin canını!..”

A -
A +
“Onun ani durması aslında hata idi ama benim altımda Mercedes var, bastım durdu...”
 
Biz yanımızda çalışan çocuklara, gurbette hep bu tavsiyede bulunurduk: “Burada kazandığınızı getirip ülkenizde harcayın. Paranız ülkeye kalsın...” Çocukların büyük çoğunluğu da bu tavsiyeye uyuyor ve öyle düşünüyordu. Bu vesileyle kanaatim şudur ki bir insan milliyetini, muhafazakârlığını, demokratlığını, merhametini, her türlü insanlığını ve insanî düşüncesini ülkesi hesabına yapmak zorundadır. Buna mecburdur. Yani kim olursa olsun bundan başka şey düşünemez. Biz vatansız yaşamanın ne olduğunu iyi biliyoruz.
Türkiye’nin güney sınırında Suriye’de yaşanan ve sadece Müslümanlık adına değil insanlık adına utanç verici olan sokak kavgaları, birbirine düşme hâli ve halkına sahip çıkabilecek bir devletin kalmaması sonucu, canlarını kurtarmak için Türkiye’ye sığınan milyonlarca Suriyeli vatandaşın perişan hâli, zannederim vatansız kalmanın ne demek olduğuna manidar bir örnektir. Bu vesileyle Libya’da yaşadığım bir hatıramı paylaşıyorum.
Bir mühendisimin ailesi çoluk çocuğu geliyordu Libya’ya. Mühendisim ise şantiyeden ayrılıp da çocuklarını almaya gelecek durumda değildi. Bu vesileyle ben de, havaalanından onun çocuklarını almaya gidiyordum.
Trafikte ilerlerken bir noktada, az ileride trafik lambası sarı yandı. Önümdeki araba henüz geçebilecekken daha sarı yanar yanmaz fren yapıp durdu. Onun ani durması aslında hata idi ama benim altımda Mercedes var, bastım durdu. Öndeki araca ramak kala durdum ben. Lakin arkadan gelen araç benim gibi ani frenleme yapamadı. Duramayıp bana arkadan hızlıca vurunca zaten öndeki arabaya ramak kala durduğum için beni de öndekine vurdurdu. Hatta bu şekilde beş altı araba birbirine vurmuştu.
Trafikten sorumlu komiser ya da üsteğmen her ne ise geldi ve dedi ki öndekine:
“Yaktın milletin canını! Daha sarı yanar yanmaz durdun!”
Gittik karakola. Yolcular havaalanında bekliyor. Kimlik bilgilerimizi verdik.
Benim Libyalı olmadığımı görünce aynı üsteğmen tavrını değiştirip dedi ki bana:
-Bak arkadaş, bunların hepsi Libyalı. Tek yabancı sensin. Bu vatan da onların, bu yol da onların. Senin bu yolda olmaya hakkın yoktu…
Bu cevap yüreğime gelip oturdu. Lakin müteahhit de olsam, binlerce çalışanım da olsa gurbette olunca bir farklı olunuyordu. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.