Şoföre de tembih etmişler...

A -
A +
Ayrılırken “şükür zarar verilmedi, rahat bir şekilde Tatvan’a varacağız” diye sevinçliydik...
 
 
Tatvan’dan Diyarbakır’a bizim gibi sınava girmek için gelen ve bizi tanıyan karşıt görüşlü arkadaşlar bizleri kendi kafa yapılarındaki arkadaşlarına ihbar ediyorlardı. O kalabalık içinde bizi Diyarbakırlılar zaten tanımıyordu. Her tarafta olduğu gibi o yıllarda Diyarbakır’da da terör kol geziyor, anarşi en hızlı şekliyle devam ediyordu. Orada kaldığımız süre ne Tatvan’dan gelenler ne de başka bir grup bize bir zarar veremedi. Çünkü bizim grup hiç birbirimizden ayrılmıyorduk. Bütün bunlara rağmen bizim için iyi niyet beslemedikleri her hâllerinden belli oluyordu.
Nihayet beş gün süren imtihanlarımız bitince pazar akşamı Tatvan’a dönmek için Diyarbakır’dan ayrılmaya karar verdik. Yine aynı grup arkadaşlarımız hep beraber gittiğimiz gibi dönüşte de aynı otobüsle akşamüzeri Diyarbakır’dan ayrıldık...
Sabahleyin Tatvan’da olacak şekilde yola çıkmıştık. Mevsim yaz ve çok sıcak olduğundan gece yolculuğu daha iyi olur diye düşünmüştük...
Biz oradan ayrılırken “artık imtihanlar bitti, kimse bize bir zarar veremedi, şimdi rahat bir şekilde Tatvan’a varacağız” diye sevinip düşünürken bizi ileride bekleyen tehlikeden hiç haberimiz yoktu!.. Bizi Diyarbakır’da kıstırıp bir şey yapamayan Tatvanlı ve Diyarbakırlı gruplar bize kötü bir oyun oynamaya karar vermişler. Bizim otobüsün şoförünü de ayarlayıp Silvan’ı aramışlar. Bizim oraya varış saatimize göre Silvan’da mola verdirip oradaki gözü dönmüş teröristlere bize akla hayale gelmedik her türlü zararı -ölüm dâhil- verdirmek için anlaşmışlar...
Biz akşam on sıralarında rahat bir şekilde Silvan’a vardık. Hava sıcak yaz olduğu için otobüsün havalandırma sistemi de iyi çalışmadığından sıcakta çok bunalmıştık. Şoför mola verirse iyi olacağını düşünmüşken, o da istediğimiz gibi molayı vermişti...
O zamanlar Silvan’da garaj olmadığı için otobüsümüz şehrin en merkezî yerinde bir lokantanın önünde mola verdi. Yan tarafında da çay ocağı ve kahvehaneler vardı. Şoför bizzat kendi ayağa kalkarak yolculara döndü ve bize seslendi:
-Değerli yolcularımız burada bir saate yakın bir mola veriyoruz. Buradan sonra sabaha kadar mola veremeyeceğimiz için bütün ihtiyaçlarını karşılayıp ona göre yola devam edeceğiz...
Şoför bunları söyleyip otobüsten inip lokantaya doğru yürüdü ve kayboldu... DEVAMI YARIN
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.