Tam ayrılmaya karar vermişken!..

A -
A +
Hıçkırarak saatlerce ağlayıp gözyaşı dökmüş, artık bu evliliği sonlandırmaya karar vermişti!..
 
Neyse bir yıl bu evliliği yürüttüler. Kadın, haftanın üç günü hastaneye gidiyor, oğlum izin alamıyor. Kendisine yardımcı kimseyi de bulamıyor, bize boyun büküyordu. Biz de evladımıza yardımcı olabilmek, onun yükünü hafifletebilmek için ailece seferber olmuştuk... Onca sıkıntı ve fedakârlıkla büyüttüğüm kıyamadığım evladım resmen iç güveyisi olmuş, yetmemiş bizi de yanına alarak ana-kızın her türlü hizmetini görmeye başlamıştık.
Keşke huyları güzel olsa, içim yanmazdı. Kadıncağız ne ölüyor ne iyi oluyordu. Buna rağmen ne vicdan ne merhamet ne de insani duygu vardı her ikisinde de. Allah korkusu, kul hakkı nedir bilmiyorlardı. Bazen ziyaretlerine gittiğimde, ev işlerini oğlumun yaptığını gördükçe gözyaşlarımı içime atıyor, kahrımdan eriyordum... Evladım ki kul hakkından çok korkuyor bu insanlara olurundan fazla değer veriyordu. 
Evleneli bir yılı aşmasına rağmen de çocukları olmamıştı... Bir gün oğlumun sabrı taşar. Çünkü ana kız nankör ve bencildir. Çileli bir hayat yaşayan evladımızın sinirleri harap olmuştur. Sabrı taşmış ana kızı bırakıp gözyaşları içinde kendi evine gitmiştir. Burada avazı çıktığı kadar hıçkırarak saatlerce ağlayıp gözyaşı dökmüş… Artık, çileden başka bir şeyi olmayan bu evliliği sonlandırmaya karar vermiş.
Bizim bu durumdan hiç haberimiz yoktu. Sonradan haberimiz olduğunda beraberinde bir torunumuzun olacağı müjdesi de gelmişti. Yapamazdık, torunumuzun dağılmış bir ailede büyümesine razı olamazdık.
Gelinimize hamileliği sebebiyle işten ayrılıp kendi evinde hamileliğini tamamlamasını söyledik. Evleri iş yerine uzak bir mesafede ve yeni yerleşim yeri olmuş bir çevredeydi. Servisi yoktu.
Ama o yine kabul etmedi. Oğlum mecburen onu her gün sabahın ilk ışıklarıyla iş yerine bırakıp sonra kendi işine dönmek durumunda kalmıştı. Bu da çok sıkıntılı bir durumdu.
Ama ana-kız buna da itiraz ettiler. Öte yandan oğlumun maaşı onların giderlerini karşılayamazdı, çünkü kanaatin ne olduğunu da bilmiyorlardı. Hasta kadın, kızının hamile kalmasına çok sevinmişti. Çünkü  kızının iş yerine yakın servise uygun bir semtte idi evleri. Aslında bizim ev de müsaitti ama asla bizimle oturmayı kabul etmediler. Doğacak günahsız yavrunun hatırına biz yine sabretmeyi tercih ettik...
Hamileliğin son aylarında gelinim izne ayrıldı. Bu arada annesinin hastalığı iyice ilerlemiş, oturduğu evi kirletmeye başlamıştı. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.