"Sen ne kadar haklıymışsın..."

A -
A +
 “Sahi artık Suat da öğleleri eve gelmez oldu. Nerede bunlar? Yoksa ikisi bir yemeğe mi çıkıyor?.."
 
Overlok öğrenmek için öğle tatillerinde evine gelen öğretmen hanımın bu her gün gelmelere kadar sıklaşan ziyaretinden Nebahat Hanım hiç rahatsız olmuyordu ama o kadınla aynı saatlerde kendi evine yemeğe gelen mühendis kocası Suat Bey'in bırakın rahatsız olmasını pek memnun olduğunu da mı fark etmiyordu?
Çünkü o kocasının dürüst ahlaklı dinine diyanetine bağlı bir beyefendi olduğunu söylüyor ona güveniyordu. Bir de genç yaşta dul kalan bu öğretmen hanım arkadaşına çok güveniyor, onun aklına böyle bir hinlik geleceğine ihtimal vermiyordu.
Sen elin dul kadınını her gün kocanın geldiği saatte evine niçin kabul edersin bilmem ki? Ama enteresandır Hayriye Teyze’nin tahminleri birer birer çıkmaya başlıyor.
Çünkü Nebahat Abla'nın kocasında kendisine karşı bir değişik hâller başlıyor. İlgi göstermemeler, yüzüne bile bakmamaya başlamalar, suratı bir karış iken dul öğretmen hanım geldiğinde yüzünde güller açılması filan…
Derken jeton düşüyor Nebahat Abla’da. Pat diye soruyor kocasının yüzüne karşı:
“Yoksa benim en yakın arkadaşımda gözün mü var?..”
Ve kocası Suat Bey hiç lafını esirgemeden cevap veriyor:
“Gözüm yok… Sözüm var… Biz artık seninle bir arada kalamayız…"
“Nasıl yani?”
“Bu evlilik artık birlikte yürümeyecek. Ben kararımı verdim.”
Nebahat Abla bir hoş oluyor. Şaka mı söylenenler, gerçek mi? Neyin nesi? Bu da nereden çıktı?
Hem düne kadar her gün öğle saatinde Suat ile eve gelen en samimi arkadaşı öğretmen hanım artık niçin eve gelmez oldu? Sahi artık Suat da öğleleri eve gelmez oldu… Nerede bunlar? Yoksa ikisi bir arada yemeğe mi çıkıyor?
Derken eve gelen bir tebligat ile düşüp bayılıyor… Kocası kendisine boşanma davası açmış… Ve ne enteresandır ki Suat Bey karısından ayrılıyor…
Niye peki? Çünkü evine öğle saatlerinde gelip gitmeye başlayan öğretmen hanımla evlenmeye karar vermişler… Birbirlerini çok beğenmişler, konuşup anlaşmışlar ve hayatlarını birleştirmeye karar vermişler…
Nebahat Abla, karşı komşusu Hayriye Teyze'ye koşuyor:
“Hayriye Abla sen ne kadar haklıymışsın? Kocamı elimden alıyor en yakın arkadaşım… Ben ne yapacağım şimdi Allah’ım ne yapacağım?..”
“Ne yapacaksın, yan ağla dön ağla!.." DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.