"Halil Çavuş’un neyi oluyorsun?"

A -
A +
“Polis araştırma yapınca otomobili oraya bu köyden bir ismin traktörü ile çektiğini öğreniyor...”
 
 
Kitap satışı için gittiğimiz köyde başımıza gelenleri anlatmaya bugün de devam ediyorum...
Kurban olduğum Allah imdadı ilahisiyle imdadımıza yetişti. Ne olduysa aklıma dedem geldi.
Dedim ki: "Siz Kırbıyıkları tanır mısınız?" Köy bekçisi ile göz göze geldik.
-Ben Kırbıyıklardan Ömer’in torunuyum, dedim.
-Sen Halil Çavuş’un nesi oluyorsun?
-Halil Çavuş benim amcam olur. Sümerbank’tan emeklidir kendisi. Bu söz üzerine bekçi “oğlum niye söylemedin!” dedi derin bir oh çekerek. O zaman muhtar ve ihtiyar heyeti de tavır değiştirdiler.
Ama daha önce köyde olan olay neydi? Onu nasıl öğrenecektik? Köy bekçisi bizi yolcu ederken beni kenara çekip anlattı...
İlçenin şehir merkezinde iki ay önce bir olay oluyor. İki gündür sahibi aranan boş taksinin bagajından yere kan damladığını gören kişiler durumu polise haber veriyorlar. Meğer şoförü öldürülüp bagaja konulmuş. Polis araştırma yapınca otomobili oraya bu köyden bir ismin traktörü ile çektiğini öğreniyor. O şahsı karakola götürüyorlar ve ifadesini alıyorlar:
“Efendim, köye iki genç adam gelip bana ‘otomobilimiz yolda kaldı. Yakıtı bitmiş. Bizi ilçeye kadar traktör ile taşır mısın? Ücreti neyse veririz’ dediler. Ben de teklifi kabul ettim. Otomobili traktörün arkasına halatla bağlayıp şehir merkezine kadar götürdüm. Adamlar paramı verdiler. Ben tekrar köye döndüm. O otomobilin çalıntı olduğunu şoförünün öldürülüp bagaja atıldığını falan hiç bilmiyorum. Yeminle söylüyorum ki durum bundan ibarettir...”
Polis bu ifadeden yola çıkarak iki teröristin eşkâlini belirlemek üzere köyün erkeklerini hesaba çekiyorlar. Çünkü bu adamlar bu otomobili çektirmek için sizlere de müracaat etmişler. Siz gitmemişsiniz ama adamları gördünüz. Böylece bütün köylü belirli bir zaman dilimi içinde şehir merkezine karakola taşınıyor. Bu olay üzerine köy kadınları korkudan ağlaşıyorlar. Ya kocalarının veya çocuklarının başına bir iş gelirse?..
Nihayet yaklaşık bir ay süren bu ifade verme eziyeti bitince köylü derin bir nefes alıyor. Ama herkesin eli kulağındadır. En ufak bir haberde köy ayağa kalkıyor. İşte biz de bu hadiseden iki veya üç gün sonra buraya geliyoruz. Köy bekçisi beni asker arkadaşının yeğeni olduğum için kendine yakın bulup anlatmıştı. Meğer bizim hoparlörden yaptığımız anons sonrası herkesin köy meydanına akın etmesinin sebebi bu imiş...
        Emin Ceylan-Yozgat
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.