Ödül ve ceza -2-

A -
A +
Otuz sekiz yıllık bir eğitimci olarak tembel ve sorumsuz öğrencilere yüksek not verme konusundaki yanlışlığa ve acı sonuçlarına değinmek istemiştim. Şöyle ki:
Mesela kurallar koyuyorsunuz ve o kurallara uyulmadığında verilecek cezaları belirliyorsunuz ama o kurallara uymayanlara ceza uygulamıyor her seferinde affediyorsunuz. Zamanla böyle davrana davrana kurallar artık (amiyane tabirle) iplenmez hâle geliyor.
“Okula on gün üzeri mazeretsiz devamsızlık yapan devamsızlıktan sınıfta kalır" kuralını koymuş bunu da öğrenciye duyurmuşsanız bu kurala uymayanların sınıfta kalması gerekmez mi? Ama bizim ülkemizde kırk, elli, altmış gün özürsüz okula gelmemiş öğrenciler sınıfını geçiyor.
Deyim yerinde ise okul idareleri işi kitabına uyduruyor. Siliyor, sahte rapor aldırıyor veliden mazeret dilekçesi alıp bir şekilde sınıfını geçiriyor. Bu şekilde bütün yılları düzmece numaralar uydurularak sınıf geçip üniversiteden mezun olup devletten iş kapıp milletin başına bela olmuş nice memur ve işçi tanırım...
Kendimize çok yazık ediyoruz çok. Mantığımızla aklımızla değil duygularımızla davranıyoruz. Çocukları ve gençleri mağdur etmeyelim anlayışı ile kendimizi gelecekte mağdur ediyoruz ama farkında değiliz. Okullarda özellikle kimi rehber öğretmenler çocukları resmen kanunlara, yönetmenliklere ve öğretmenlere karşı kışkırtıyorlar.
"Ceza çözüm değil" anlayışı nereden çıkartıldıysa ve nereden duydu iseler herkese tavsiye ediliyor. Okullarda disiplin kurulları bu kimi rehber öğretmenler yüzünden işini yapamaz duruma gelmiş. Gençler günah, ayıp, yasak, edep, hayâ, utanma, saygı, sevgi kavramlarını tanımadan hayata atılıyorlar. İyi güzel, hoş şeyler yaptıkları zaman ödülü resmen yağdırıyoruz. Ama suç işlediği kötü bir şey yaptığı zaman bırakın cezayı azarlamaya, kınamaya bile kıyamıyoruz.
Peki bu gidişin sonucu ne olur? Aslında sonuçları görmeye başladık bile. Basit bir mesele yüzünden öğretmenini bıçaklayıp katleden öğrenciler nereden çıktı zannediyorsunuz?
Trafiği birbirine katan polisin hatta valinin önünde kuralları hiçe sayan makas, drift atan bu gençler, işine zamanında gelmeyen işini doğru dürüst yapmayan vatandaşı mağdur eden görevliler, hiç yoktan sebeplerle insanları katledenler hangi anlayışın ürünü sizce? Bunlar daha iyi günlerimiz beyler hanımlar, bir nesil geliyor ki düşman başından ırak!..
           Hayrettin Hatunoğlu
 
 
 
ŞİİR
 
           Niçin?
 
Ovalara bakıp böyle 
Irmak niçin akarsın sen?
Kimi zaman coşup böyle
Irmak niçin akarsın sen?
 
Hakkın emri budur dedi
Beni buna mecbur etti.
Yönüm denize yöneltti,
Irmak niçin akarsın sen?
 
Haklısın sen koca ırmak
Vazifen hep çağıldamak
Benimki de namaz kılmak
Irmak niçin akarsın sen?
 
Yaşar Taşkın-Trabzon
 
 
 
 
UNUTULMAZ İSİMLER
 
VALİ RECEP YAZICIOĞLU: 2 Haziran 1948'de Trabzon’un Sürmene ilçesi Yılmazlar köyü Köprübaşı’nda doğmuştur. İbişoğulları’ndan Müftü Mustafa ve Fatma Yazıcıoğlu çiftinin ilk çocukları olarak dünyaya gelir. 5 kardeştirler. İlkokulu Köprübaşı’nda okur. Recep Yazıcıoğlu’nun ilkokuldan sınıf arkadaşı Adnan Kahveci‘dir. Babası müftü olduğu için tayini Muğla Milas’a çıkar, oraya giderler. Ortaokulu ve liseyi Milas’ta okur. Ankara Hukuk Fakültesi’ni kazanır. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni tamamladıktan sonra 1968’de Aydın’a maiyet memuru (kaymakam vekili) olarak atanır. Altı ay boyunca ildeki bütün kurumlarda görev yapar. Halka karşı sert olmak, halka tepeden bakmak, işi yokuşa sürmek, vatandaşı engellemek, bugün git yarın gel anlayışını bürokrasi hastalığı olarak niteler. Her zaman “Bu sistem değişmeli” der. Sıra dışı, efsane, "süper vali" diye halkın gönlünde taht kurar. Erzincan için hayal ettiği çoğu projeyi hayata geçirir. Devletin “olmaz” dediği işleri başarır. Daha çok iş yapmaya, daha çok proje üretmeye çalışır. 2 Eylül 2003’te Eskişehir-Ankara Yolu üzerindeki Temelli Beldesi yakınlarında geçirdiği trafik kazası sonucu 8 Eylül 2003 tarihinde vefat etmiştir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.