Döviz yangını ve son tango

A -
A +

YANGIN VAR rumuzlu okuyucumuzun sorusu şöyle: "Bir ev kiraladım. Aylık kira bedelini döviz üzerinden yaptım. Tüketici kredisi kullanıp bir araç satın aldım. Döviz üzerinden yaptım. Şimdi, bir dolar 680 bin TL iken yaptığım anlaşmalar üzerinden çok kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen; döviz aylık 1milyon 600 binlerde. Döviz yangını kesemi sardı. Kasamı yaktı. Biçare olup, bir melodi tutturdum. "Yangın var yangın var ben yanıyorum. Yetişin a dostlar dövizden kavruluyorum..." Ev sahibim, dövizden taviz vermiyor. Banka, ben de zordayım diyor. Vatandaş olarak ben ne yaptım? Devlet erkanının 2001 yılı için yıllık döviz artışı % 12 olacak sözüne inandım. Buna göre işlemler yaptım. Bana bir yol gösterirseniz sevinirim." Cevap: Doğrusu okuyucumuzun derdi, birçok vatandaşımızın, esnafın, köylünün çiftçinin, sanayicinin, ithalatçının derdi. En önemlisi bu dert hükümet programlarını uygulamak isteyenlerin derdi. Bu dert hepimizin. Birimizin derdi hepimizin derdi. Bu sefa ise, dövizde vurgun yapanların sefasıdır. Cefa milletin, sefa azınlık rantiyecinin. Biz meseleyi hukuki açıdan değerlendirirsek. Gerek kira akdi ve gerekse tüketici kredisi nihayetinde bir akittir. Akitlerde ise, sözleşme serbestisi ilkesi genel kural olarak geçerlidir. Taraflar oturmuşlar, akitlerini serbestçe yapmışlar. Hiç kimse, döviz kuru üzerinden yapılan akdi kabul et diye zorlamamış. Görünüş bu. Öyle ise bunun da sonuçlarına katlan denilebilir. Acaba bu tek başına doğru olabilir mi? Yangına su dökülür benzin sıkılmaz Tarafların başlangıçtaki iradeleri, kendileri dışından kaynaklanan ve tarafların başlangıçta öngöremedikleri bir nedenle etkilenirse, ortadan kalkar ise, bu durumda akitlerin yeniden gözden geçirilmesi gerçeği ve hakkı ortaya çıkar. Vatandaş, yıllık % 12 döviz kuru artışına inanmıştır. Buna güvenerek bir akit yapmıştır. Ama, akdi irade, dövizin % 150'lik artışı ile kökünden sarsılmıştır. Beklenilmeyen bu hal, iradeleri bütünü ile ortadan kaldırmıştır. Şu halde, tarafların yeniden meseleyi konuşarak iradelerine uygun hale getirmeleri gerekmektedir. Ama, döviz artışından faydalananlar yangına benzinle gittiklerinden bu konuda mutabakat sağlanamamaktadır. Bunun için, konunun Yargıya intikali uygulamada yapılmaktadır. Öncelikle tedbir talep edilmektedir. Yangından kurtulan bedel Yargıya, taraflar şunu demek durumundadır. Bizim başlangıçtaki irademiz belli. Buna göre, yeniden bir kira bedeli belirle. Yeniden kredi için bir ödeme takvimi belirle. Bu konuda elbette emsaller önemlidir. Mesela, akdin yapıldığında aylık kira bedeli 350 milyon TL olan bir mecuru, 500 USD'ye kiralayan vatandaş, bugün için yaklaşık 800 milyon TL kira ödeyecektir. Halbuki, aynı yerde halen aylık kira bedelleri ortalama 400 milyon TL civarında ise ve bunun ispatı mümkün ise, o zaman davacı mahkemeden aylık kira bedelinin 400 milyon TL olarak tesbitini talep edecektir. Tüketici kredisinde de benzer faiz oranlarına uygun olarak TL üzerinden bir krediye dönüşmesini talep edecektir. Bunun için, davacının, dava tarihine kadar bütün görevlerini ifa etmiş olması gerekmektedir. Yani, yangına sebep olmamak, yangını söndürücü faaliyetlerde bulunmak ve yangın söndürüldüğünde netice-i duruma razı olmak. Hukuk dilinde bu davanın adı uyarlamadır. Mücbir sebebe istinaden, yeniden bedel belirlenmesi amacı güdülmektedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.