Yıllardır Türkiye'nin gündeminden düşmeyen tek konu; kadına şiddet!.. Devlet pozitif ayırımcılık yaparak kanuni düzenlemeler yaptı ama fazla değişen bir şey yok, erkeklerin dünyasında. Geçenlerde ilginç bir öneri ortaya attı, Şefkat-Der'in Konya Şubesi yöneticileri. Bu öneriye göre kadınlar 41 gün süreyle kocalarına yaklaşmayacak, ev temizlemeyecek, ütüden elini çekecek, bulaşık çamaşır yıkamayacak. Sözün özü grev yapılacak!.. Olur mu olmaz mı bilemem ama biz de kafamıza takılanları soralım: Neden grev süresi 41 gün? Amacına ulaşan kadınlara herkes "41 kere maşallah desin" diye mi? Tabii bir de madalyonun öbür yüzü var. Greve karşılık kocalar lokavt ilan ederse? Arabuluculuğu kim yapacak?
Şefkat-Der yöneticileri Müjde Ar ile Şener Şen'in başrollerini paylaştığı 'Şalvar Davası' filminin etkisindeler mi yoksa... Ne dersiniz?! Bu film 1983 yılında Yunan komedya yazarı Aristofanes'in 'Lysistrata' adlı oyunundan uyarlanmıştı zaten?!.
Yalan Dünya
"Bakan Amca; Babamı geçenlerde çok üzüntülü gördüm. Eski neşesi yoktu, bezgin ve hayata küsmüş gibiydi. 'Nedir bu halin?' diye sordum babama, içini çekerek anlatmaya başladı:
'Çok çalışmaktan yoruldum, dinlenmek istiyorum kızım. Bunun da ötesinde sizleri çok ihmal ettiğim için artık hep birlikte olmak istiyorum. Sizlerle güzel günler geçirmek istiyorum. Sizlerle gülmek, sizlerle ağlamak istiyorum. Ama bu mümkün değil. Çalışma Bakanımız iyi niyetli çalışma yapıyor, erken emekliliğim söz konusu ama Maliye Bakanımız, 'Hazine bu yükü kaldıramaz' diye karşı çıkıyor...'
Lütfen Bakan Amca babamın bu feryadına kulak verip hayallerini gerçekleştirmesine yardımcı olun. Babam gibi 5 milyon insanın evindeki mutluluğa ortak olun. Mutluluk bölüştükçe çoğalırmış zaten. Önemli değil babam erken emekli olacakmış, elimize daha az para geçecekmiş. Biz bir tas çorbaya bile razıyız. Yeter ki hep birlikte olalım. Babamın da hakkı değil mi bundan sonraki ömrünü huzur içinde geçirmek.
Bakan Amca siz çok şeyler yaptınız, başardınız bugüne kadar. Allah'ın izniyle bu işi de halledersiniz. Size çok güveniyorum. Beni mahcup etmeyeceğinizi umar, ellerinizden öperim.
Sizin de Kızınız Vuslat"
Güneş balçıkla sıvanmaz
Birçok uluslararası şampiyonluklara imza atmış F klavyecilerden Recep Ertaş F klavye bilmenin iş hayatında avantaj sağladığını belirterek "F klavye öğrenen insan hayata 1-0 önde başlar" diyor. Bilgi İşlem Federasyonu Türk Grup Başkanlığı üyelerinden Sevilay Gündoğdu ise F klavyenin zekâyı artırdığını söylüyor. Bir de örnek veriyor bu tezine; 'az' kelimesi Q klavye ile bir, F klavye ile onda bir saniyede yazılıyor.
F klavyenin yaygınlaşması için yıllardır mücadele eden bir ismi de bu arada zikretmeden geçmeyelim zira ona haksızlık etmiş oluruz. Bu isim AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Dil ve Edebiyat Derneği Başkanı Ekrem Erdem... Hem siyasetçi hem de edebiyatçı sıfatıyla Q klavyeye savaş açan bu insan yıllardır boşuna mücadele etmiyormuş! Demek ki bir bildiği varmış. Bu arada önümüzdeki günlerde Milli Eğitim Bakanlığı F@tih projesi için ihale yoluyla 11 milyon tablet bilgisayar alacak. Umarız bu tablet bilgisayarlar 'F klavye' olur da genç neslimizin zihnini ve zekasını açar?!
Türkçe divanesi olan Erdem'e ait şu sözlerle konumuza son noktayı koyalım isterseniz: F klavye Türkçenin istikbalidir...