Asya depremi

A -
A +

Uluslararası deprem gözlem evleri, erken uyarı sistemleri, uydular ve teknoloji adına aklınıza ne geliyorsa hepsi ama hepsi gümledi. Ya da görevlerini yapmadılar. Ya da bilerek bu kadar insanı ölüme terk ettiler. Asya depreminden söz ediyorum. 8.9 şiddetinde depremden hemen sonra, "8.9 değil, 9 şiddetinde" diyen bilim adamları ve onların teknolojileri "Tsunami geliyor" diyemedi. Uydulardan çekilen görüntüleri hatırlayın. Yaklaştırma üzerine yaklaştırma yapılan fotoğrafları hatırlayın. Önce şehirler beliriyor, ardından evler ortaya çıkıyor, sonra da arabalar ve ardından da yürüyen insanlar... Hatırladık değil mi?.. Şimdi bu teknoloji, tsunamiyi belirleyemeyecek... Olacak şey mi bu? Gelen bunca haberin ardından bu konuyla ilgili küçük bir haber dikkatimizi çekti. Hint Okyanusu'nda bir Amerikan üssü varmış, orada bu konuda erken uyarı sistemi yokmuş, onun için haber verilememiş. Vay benim köse sakalım. Sen Usame bin Ladin'i yakalayacağım diye, Saddam'ın kimyasal silahlarını bulacağım diye dünyanın milimetrik fotoğraflarını çek, binlerce insanı yutan tsunaminin geleceğini haber vereme... Bir cep telefonunuz da mı yok?.. Ey haber ajansları, akşama kadar abuk sabuk yüzlerce haber peşinde koşun, böyle bir olguyu hesaplayamayın... Ben bunda bir kasıt görüyorum, nemelâzımcılık görüyorum. Bizler Marmara Denizi'nde muhtemel bir depremin tsunamisini günlerce konuştuk, iyi kötü bilgi sahibi olduk. Hatta bize bunları öğreten bilim adamlarımızla aynı aileden olduk. Onların da sesleri çıkmadı bu felakette... Haydi bizimkilerin teknolojisi yok, ya ötekilere ne demeli? Şimdi şu soruların cevabını istiyorum: Bize pompalanan teknoloji bir masal mı? Bilim adamları vurdumduymaz mı? Yoksa bütün bunlara sahip teknoloji ülkeleri bilerek mi ses çıkarmadılar? Bunlara cevap verin. Verin de muhtemel Marmara Depremi'ndeki geleceğimizi tahmin etmeye çalışalım. Devlet anlayışı Asya depreminin haberleri gelir gelmez oradaki Türkler'le bağlantılar kuruldu, bilgiler alındı. O bölgelerde çok sayıda Türk olduğu yazıldı, söylendi. Çeşitli kaynakların tahmini Türk sayıları birbirini tutmasa da yüzlerce yurttaşımızın oralarda olduğu anlaşıldı. Hatta spordan bir kaç ünlü hemen dikkatleri çekti. Ölenler var mıydı? Bu hengamede oralarda ne yapabilirlerdi? Hepimize dert oldu. Hükümet de devlet anlayışını gösterdi ve bölgeye büyük bir uçak gönderdi. Göğsümüz kabardı. Eskilerde buna benzer uygulamalar yapan devletler aklımıza geldi. Bir yerlerde olaylar olsa hemen oralara uçaklarını gönderirler, gemilerini yollarlar, vatandaşlarını bu riskli bölgelerden aldırırlardı. Biz de "Adamlara bak yahu, helâl olsun" derdik. Şimdi bunu biz yaptık, gururlandık tabii... Ama ne görelim? Gelen koskoca uçaktan 10-15 yolcu çıkıverdi. Şimdi bunun tartışmaları yapılıyor. Yapılsın, yapılsın da kendimizi biraz tanıyalım. Ya haber olsun diye bir sürü palavra atıldı, "Oralarda şu kadar insanımız var" diye... Ya da oralardaki bir sürü insanımız "Bana ne, ben tatilime bakarım" dedi. Ya da uçağa ulaşamadılar. Hangisini değerlendirirseniz değerlendirin, sonuçta o uçaktan 10-15 kişi çıktı. Ancak bir kere daha söyleyelim... O uçakla bir kişi de gelse, hiç kimse de gelmese, hükümet gerekeni yaptı, oradaki Türkler'e "Yalnız değilsiniz" dedi. Bu bana yetti. Yeni yıl O'Henry'nin unutulmaz bir hikayesi var ya... Hani bir çift, yılbaşında birbirlerine hediye alacaklar, ancak paraları yok. Birisinin baba yâdigârı saati var, diğerinin çok güzel uzun saçları... Erkek, kadının saçlarına hayran, kadın da yâdigâr saate... Ama yeni yıla girilecek, eşler birbirine mutlaka hediye almalı. Kadın, eşinin çok değer verdiği saate güzel bir zincir alır, adam da karısının çok sevdiği saçlarına cici bir tarak. Biri saatini, diğeri de saçlarını kestirip satarak hediyelerini almışlardır... Eve gelinir, adam saçları kesilmiş eşini görürse yıkılır. "O güzel saçlarına en sevdiğin tarağı almıştım" diyebilir. Kadın da hediyesini verir. "Çok değerli yâdigâr saatine çok beğendiğin zincir" der. Ne var ki artık ne taranacak o güzel saçlar, ne de takılacak o yâdigâr saat vardır. Ama hediyeler alınmıştır. Evet, yeni yıla giriyoruz. Sağlık ve mutluluklar hepimize... Küçük hediyelerle de birbirimizi duygulandıralım. Ama O'Henry'nin hikayesindeki gibi olmasın.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.