Dilimiz varmıyor ama yine de söylemek zorundayız Rüştü için... Maçın başında iki defa ayaklarıyla topa müdahale etti ve inanılmaz hatalar yaptı. O ne stres, o ne gerilim?.. Dünya üçüncüsü olmuş bir takımın kalecisi nasıl böyle bir stres içinde olabilir, ben anlayamadım. Stres altında o golü yiyeceği de belliydi. Adam 30 metreden vurdu ve gol. Şut sert, köşeye gitti tamam, ama Rüştü'nün o golü bu mesafeden yemesi asla düşünülemez. Bu Steviç ne iş yapar anlayamadım. Orta sahada oyunu kurgulaması gerekiyor. Bırakın kurgulamayı, oynadığı sürece maçta mı değil mi göremedik. Ve Ortega... Kendisine verilen görev belli. Washington'un arkasında oyun alanını enine kullanacak ve hücuma yönelik bir davranış biçiminde bulunacak. Bunu da Ortega başaramadı. Ben Ortega'yı suçlamak istemiyorum. Varsayalım ki başardı, Washington'a topu gönderdi. Tam dört yüzde yüz pozisyonu kullanamayan Washington, Ortega'dan top alsa ne olur, almasa ne olur. F.Bahçe'de ne vardı diyecek olursanız, bir tek Johnson vardı. Değerli okurlar; böyle maçlarda pozisyon bulmak önemli. Şimdi bu pozisyonları F.Bahçe, Washington isimli futbolcusu ile buluyor... Üçünde de kaleci ile karşı karşıya kalan bu santrfor golleri atamıyor. Bu kabul edilemez. Böyle üst düzey maçta pozisyonu buldunuz mu golü yapacaksınız. İlk yarıda Rapaiç de sahada var mı, yok mu belli değildi. Şimdi Lorant'a sormak lâzım; arkadaş sen bu futbolcuları nasıl hazırladın? Rüştü gibi bir kaleciyi nasıl stres küpü yaptın? Bu soruların cevabını ver. Aslına bakarsanız, Lorant bu soruların cevabını verse ne olur, vermese ne olur? Serhat gibi dağıtıcı bir futbolcuyu ancak ikinci yarıda aklına getirebilen bir teknik adam. Olan oldu. Umarım ikinci maçta Fener, Fener gibi olur.