Beşiktaş ve Sergen

A -
A +

Beşiktaş ve Sergen 90'lı yılların başı... Sergen Beşiktaş profesyonel takımında daha forma giymemiş. Ama rüzgârı esiyor... Ne hoş, hâlâ rüzgârı esiyor. Onun ayaklarının topla ilişkisi bir sihirli esinti gibi. Rakibinin "tamam topu kurtardım" dediği anda inanılmaz bir hamle ve rakiplerinin düş kırıklığı. Bir senfoni gibi. Sergen'i özetlemek zor. Bu sihirbaz Beşiktaş'ta kaldı. Olması gereken gibi. Yeşil sahalarda kaldığı sürece adından hep söz ettiren Sergen artık tam anlamıyla Beşiktaşlı Sergen oldu. Baba Hakkı, Recep Adanır, Nazmi Bilge, Rıza, Metin, Ali gibi... Büyük takımlarla büyük futbolcuların özdeşleşmesi şiirsel bir yaşam gibi gelir bana. Futbolun içinde akıp giden yıllarda gelecek kuşaklara aktarılacak bir hikaye olur bu zincirlemeler. Bunun bir halkası olabilmek tarifi zor bir zahmettir. Bu zorlukları aşmaksa herkese kısmet olmaz. Beşiktaş ve Sergen zorlu bir virajı daha aştılar. Gülen yüzler Hollanda'da devam eden Dünya Gençler Futbol Şampiyonası'nda bizim takıma destek veren gurbetçilerimize bayılıyorum. Son dönemlerin bütün renkliliğini taşıyarak bizim maçların tek şov topluluğunu oluşturuyorlar. Yüzleri ay - yıldızla renklenmiş, değişik şapkalar, kırmızı - beyaz kıyafetler, en önemlisi yüzlerinde eksik olmayan gülümsemeler... Liglerimizin hırçın yüzlerini hatırlayınca şampiyonadaki taraftar profili daha da önem kazanıyor bence. Spora sportmence yaklaşmak, ülkesini olması gerektiği gibi temsil etmek ve yurdumuzun insanını güler yüzle tanıtmak.. Genç futbolcularımız da onlara eşlik edecek gibi geliyor bana. Havuzun suyu Anadolu kulüplerinin piyon olduğunu kabul etmek insanın ağırına gidiyor. Ne var ki sayın Cavcav'ın düşüncesi bu. Liverpool Kulübü'nün girişinde yazan "Asla yalnız yürümeyeceksin" sözleri aklıma geldi. Liverpool'un işçilerinin ve orada yaşayanların inancını ne güzel anlatır bu söz. Hatta biraz duygu yüklüyseniz gözlerinizi bile yaşartır. Vah vah ki, vah vah... Kaç Anadolu kulübünün girişine böyle bir deyiş yazılabilir, kaç tanesinin aklına gelir ve kaç tanesi kendisine yakıştırır bunu? "Asla yalnız yürümeyeceksin..." Liverpool'u üç sözcükle özetle derseniz bundan daha güzelini bulabilir misiniz?.. Havuzdan veya başka kaynaklardan para kazanmak böyle anlayışlardan geçer. Böyle anlayışları görmezden geldiğiniz zaman Bursaspor, Adanaspor gibi olursunuz. Neden Bursa, Adana? Bu iki şehir yurdumuzun en büyük iki kenti. İşçisiyle, sanayisiyle ve zenginlikleriyle... Nerede bu takımlar? Neden Süper Lig'de şampiyonluğa koşamadılar 45 senedir? İşte havuzdan para almanın yolu buralardan geçiyor. Türkiye Ligi'nin ilk kurulduğu yıllarda Eskişehirspor "kırmızı şimşekler" sloganlarıyla fırtına gibi esiyordu. Yeni bir boyut olmuştu bizim için. Neden? Binlerce taraftarı her zaman yanındaydı da ondan... Takım olmuştu. Takım ruhu, seyircisiyle, taraftarıyla yüceliyordu da ondan. Sonraları Eskişehirspor da yok oldu ve güzelim takım ruhsuzlar kervanına katıldı. Trabzon öyle mi? Lige bir başladı, tam başladı. Şimdi büyük kulüpler kervanında diğerleri gibi efeleniyor. Zordur havuzun suyundan nemalanmak. Büyük kulüpler bunun için sınırsız mücadele verdiler. Özellikle Trabzonspor... Hâlâ uğraşıyor. Şimdi Sivasspor da şansını deneyecek. O da diğerleri gibi sadece ligde kalmayı, para sahibi kişilerle günü kurtarmayı düşünürse beklenen gelecekten kurtulamayacak. Oysa yalnız yürümemek için taraftarın, o şehrin bütün unsurlarının takımı ile bütünleşmesi gerekir. Hem de vicdanıyla bütünleşmesi gibi, ruhunu kulübüne satarak... En önemlisi de büyüklerden birinin taraftarı olmadan, sadece kendi şehrinin taraftarı olarak... Süper Lig'de oynasa da oynamasa da... İşte biz bunları bir türlü başaramadık. Oysa Liverpool başardı. Oysa, F.Bahçe, G.Saray, Beşiktaş, Trabzonspor başardı. Onun için yalnız yürümüyorlar ve asla yalnız yürümeyecekler. Şimdi Anadolu kulüplerinin sızlanmalarını anlayamıyorum. Ne verdiniz de sızlanıyorsunuz? Paranızı mı, ruhunuzu mu ve küçücük bir desteği mi? Umarım büyükler gaddarlaşmaz da yolunuza devam edersiniz. Ne yapalım, oyunun kuralı bu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.