İbrahim Toraman'ın Ramadan'ı gole giderken çekip düşürmesi nasıl ifade edilir, bilemiyorum... "Futbolun içinde böyle şeyler olur" derseniz yakışık almaz. "Bu hareketi gayri ihtiyari yaptı" deseniz gene yakışık almaz. Buna futbola ihanet denir. Sen takımını 10 kişi bırakacaksın, sen arkadaşlarını daha fazla yoracaksın, sonra da bu işten ekmek yiyeceksin, yok böyle bir şey. Dün akşamki maçın seyircisiz oynanması da çok değişik sonuçlar getirdi futbol adına. Sanki sahada yazlık bir turnuva maçı varmış gibiydi. Sadece futbolcuların sesleri stadı doldururken, seyircisiz maçta futbolcuların nasıl motive olamadıklarını da gördük. Bu şablonda stresten uzak, sadece futbol kurallarını ve becerilerini ortaya koymaya çalışan futbolcular vardı. Bu da maçın tadını - tuzunu kaçıran bir faktördü. Bu atmosferde hakem de hemen hemen hiç zorlanmadı. Fırat Aydınus, sahanın ortasında düz bir hatta gidip geldi. Adeta diagonali unuttu. Bir başka ilginç nokta da hakemin maç boyunca seyircili maçlara göre neredeyse dörtte bir oranında düdük çalması oldu. Tribünlerdeki sessizliğe eşlik etti hakem. Bu, maçı iyi yönetmediği anlamına gelmez. Baskı olmayınca, hem futbolcuların hem de hakemin ne kadar rahat bir atmosfer içinde olduklarını gördük. İbrahim Toraman kırmızı kart görürken hakemin kararı yerindeydi. Del Bosque, doğal bir değişiklik yaparak Mustafa Doğan'ı oyuna aldı, Ali Güneş'i çıkardı. Bu arada Ahmed Hassan'ı da sağ kanada çekti. Bunlar da yerinde uygulamalardı. Sessizlik içinde maçın en başarılı futbolcusu Tümer'di. Sol kanatta getirdiği topla Beşiktaş'a kazandırılan ilk golde büyük payı vardı. Beşiktaş adına attığı ikinci golde ise bir virtüöz gibiydi. Maçın genelinde her iki takım karşılıklı hücum anlayışı içinde göründü. İstanbulspor Teknik Direktörü Erol Tok'un başarılı futbolcusu Musa Büyük'ü Bushi ile değiştirmesi yerinde bir hareket olmadı. İlerleyen dakikalarda Del Bosque, Tayfun'la Juanfran değişikliği yaptı. Juanfran'ın orta sahadaki futbolu, kanattaki futbolundan daha başarılı göründü. Beşiktaş orta sahasında Okan çok top kaybetmesine rağmen başarılı bir futbol sergiledi. Son dakikalarda oyuna giren Sergen, kendisi hakkında kanaat getirecek bir oyun gösteremedi. Sessiz maçın Beşiktaş'a büyük kayıplar verdiğini gördük ve ileride vereceği zararları da tespit ettik. Bu sene Beşiktaş'a neler oluyor? Bunu bir şanssızlık olarak ifade etmek yeterli değil. Bildiğimiz bir şey varsa "keskin sirke küpüne zarar veriyor." Beşiktaş'a yazık oluyor.