Bir kere seyircisiz maç olmuyor. Seyirci maçın en önemli tamamlayıcı gücü. İster ev sahibi ol, ister deplasmanda oyna... Rıza Çalımbay'ın bu seyircisiz maçta ne yaptığını anlamak da kolay olmadı. "Ben üçlü savunmadan vazgeçmem" diyen Rıza hoca bugün dörtlü savunma gerçekleştirdi. Şunu gördük, Koray ve Ronaldo ikilisinin yer kayıplarını, hücuma çıkışlarındaki etkisiz kalışlarını... Kanatlarda ise üçlü savunmada olduğu gibi dörtlü savunmada da Beşiktaş'ta etkili olacak hiç bir futbolcuyu göremedik. Tümer sol kanatta uğraşırken, sağ tarafta Ahmed Hassan'ın kendine özgü anlamsız çırpınışları vardı. İleride Ahmet Dursun'u kullandı Rıza Çalımbay. Ne var ki, bu futbolcunun futbol adına en küçük bir hareketi söz konusu değildi. Aslına bakarsanız bunları tek tek saymanın da bir alemi yok. Şu maçta bir tane Beşiktaşlı şu futbolcu iyi oynadı diyen varsa beri gelsin. Seyircisiz oynamaları mi etkiledi, sorusu da anlamsız. Çünkü bunlar seyircili oynasalar, seyirciden olumsuz olarak etkileniyorlar. Herhalde seyircisiz oynadıklarında da kendilerinden etkileniyorlar. Takımın kurgusu yok. Takımın futbolcusu yok. Doğal olarak da takımdan bir sonuç beklemek bir hayal. Oyuncu değişikliklerine gelince, bir tek İbrahim Akın futbolcu gibi davrandı. Bu futbolcunun boş alana koşuşu, fuleli adımları, rakibi düşürmek için gösterdiği fizik performans bir futbolcuya yakışan hareketlerdendi. Rıza hocanın şimdiye kadar neden bu futbolcuyu oynatmadığını da pek almış değiliz. Çağdaş, İbrahim Üzülmez ve Ali Güneş'in maç kadrosunda olmaması da manidar. Tamam, bu futbolcular olursa Beşiktaş'tan bir şey olur demeyeceğiz ama yeni bir yapılanma mı gerçekleştirmek isteniyor lig biterken? Beşiktaş'ta her şey karışık. Bu gidişle de bir düzen tutturması mümkün değil.