Bobo, Gökhan, Nobre, Burak... Bu isimleri duyunca, Beşiktaş'ın 4 santrforu hemen önünüzden film şeridi gibi geçti. Şimdi bir başka isim: Ricardinho. Peki bu Ricardinho neci, bilen var mı? Bana göre bilen falan yok! Beşiktaş'ta senelerdir ne konuşuluyordu peki? Efendim takımın kanatları yok, bir de stoperi. Bu sene transfer edilen futbolculara bakalım. İkisi santrfor. Diğerleri ne iş yapar bilinmiyor. Kanatları olmayan, stoperi bulunmayan takıma bu futbolcular niye? "Bir bilmecem var çocuklar, haydi sor sor." Tamam da cevap yok! Oysa Ricardinho alınana kadar bir şeyler söylenebilirdi. "Nobre iyi bir santrfor, Burak santrfor olmasına rağmen sağ kanatta oynar, böylece bu hattın sorunu çözülür. Sol kanada da müthiş bir futbolcu alınarak işler tamamlanır." Ne var ki, Ricardinho geldi, her şey karmakarışık oldu. Gerçekten bu arkadaşın ne olduğu, nerede oynadığı hâlâ belli değil. Kimse de söylemek istemiyor. Ancak Ricardinho gelirken sol kanat oyuncusuydu ve süperdi. Şimdi ilginç bir durum daha var. Bu futbolcu için, transferi sırasında açın gazete sayfalarına bakın, adam yere göke sığdırılamıyordu. Her gün hakkında inanılmaz övgüler ve Beşiktaş'ın muhteşem 11'i anılıyordu. Şimdi soruyorsunuz, Ricardinho'yu kim, niçin ve nasıl transfer etti diye. Cevap tısss. Beşiktaş'ta sorun bu sene Ricardinho'nun transferiyle başladı malesef. Ve devam edip gidecek. Çünkü Ricardinho diyor ki, "Ben sol kanat değil, orta saha oyuncusuyum." Haydaa... Şimdi işin içinden hiç çıkılamayacak! Ricardinho'nun ismini yönetim buluyor, Erdil Arpacı'ya rica ediliyor, transfer gerçekleşiyor. Saç dökülüp kel ortaya çıkınca, sorular da peş peşe geliyor tabii. Delgado varken Ricardinho'nun orta sahada ne işi var? Sol kanat oyuncusu değilim dediğine göre, yönetime bunu kim önerdi ve nasıl bir yönetim ki, oyuna geldi, bu açmaza düştü? Bunun hesabını kim verecek? Ricardinho gibi bir Brezilyalı futbolcu daha vardı. Adı Casa Grande idi. Milli takım kadrosundaydı. 1986'da bizim medya, Pele gibi sunmuştu kamuoyuna. Bir de baktık ki, adam ilk 11'e ne girebildi, ne de bir daha adı duyuldu. İsmi güzeldi bu futbolcunun. Kulağa hoş geliyordu. Şöyle bir düşleyin; "Casa Grande." Off, vay anasını! Bu Ricardinho'nun da adı kulağa hoş geliyor. Melodik... Brezilya dizilerinin yakışıklı artistleri gibi. Olsun be kardeşim, adı kulağa hoş gelsin de, varsın gitsin paralar. Kimin umurunda? Nasıl olsa Alex'in adı, Ricardinho kadar kulağa hoş gelmiyor.