Ege TV ve çıkmazlar

A -
A +

Önce Ege TV'ye geçmiş olsun diyelim... Bir grup KSK taraftarı söz konusu TV'de, 'Spor Dosyası' isimli programı basıyor ve şiddet uyguluyor... Yahu bu memleket yolgeçen hanı mıdır nedir? İşine gelmeyen yayını izleyenler, kafalarına göre gidip basıveriyorlar stüdyoyu... Şimdi bakın birileri birilerine her hangi bir konuda düşman olabilir, onlara kızabilir, hatta gider iş yerlerini basabilir. Bunlar da olmasın ama, sorunu aralarında halledebilirler ve kamuoyunda da yer işgal etmez. Ama böyle değil, bir TV yayın yapıyor ve basılıyor. Buna suskun kalınmaz. Bu, her hangi iki kişinin veya grupların tartışmasına benzemez. Televizyon yayınları bir kamu olayıdır, bir toplum olayıdır. Orada aktarılan düşünceler en azından binlerce kişiye ulaşır. Öğreticidir, aydınlatıcıdır. Beğenseniz de beğenmeseniz de edebinizle izlemeniz gerekir. Yoksa EGE TV'deki gibi, yolgeçen hanı olur.. Benim korkum her ne kadar suçlular cezalandırılsalar da bu tür olayların yaygınlaşması. Çünkü bu spor yayınını yapanlar da izleyenler de artık ortamı mahalle kahvesi sanıyorlar ve endazesiz sallıyorlar. Sallaya sallaya da bugünlere geldik. Hani dedik ya, bu iş kamu olayıdır. Toplum olayıdır diye. Görev, sorumluluk sadece izleyenlere düşmüyor. Bu programları yapanlara da düşüyor.. İsviçre maçı öncesi yazılı, sözlü medyada şöyle yapalım, böyle yapalım diye duyarsız, mesnetsiz sallamadı mı? Yeni evlenmiş futbolcunun özelinin özeline girilmedi mi? Bu havalar içinde İsviçreli futbolculara en beklemediğimiz dostlardan fiili durumlar olmadı mı? Bunun adı yozlaşmadır yozlaşma... Başarıları sahalarda erkekçe mücadele edilen meydanlarda kazanamayınca, kahve ağızlarına döküverirsin, heyecan olsun torba dolsun diye. Böyle anlayışlarına böyle sonuçlar. İşte bunun için korkuyorum bu işin sonu nereye varacak diye... Haydi bizler bu sefil açmazlar içinde kendimizi avutalım. Çocuklarımıza da bu pespaye ortamı miras bırakalım. Nereye varacağız. Şimdilik yaşadığımız bu son perde, yozlaşma koridorunda doludizgin daha büyük acı sonlara gittiğimizi gösteriyor. Bana, çözüm ne diye soracak olursanız; ne yazık ki verecek bir cevabım yok. Ortadaki heyecanı ateşe çeviren, ardından körükle veryansın eden, ateş büyüdükçe heyecan ve zevk duyan, arada sırada da bu sorumluluktan kurtulmak için, olaylara yalandan tu kaka denilen ortamda, doğrunun adı bile geçmez. Zaten orada barınamaz. Onun için ben bir cevap veremem. Bir yol gösteremem. Ne yazık ki durum bu. Bir yol bulunur kurtuluruz temennisinden başka aklıma bir şey gelmiyor. Sadece üzülüyor ve endişe ediyoruz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.