İç hesaplaşmalar

Maçın pek çok yönü vardı dün akşam. Birincisi tribünlerin birbirleriyle hesaplaşmaları. İkincisi Beşiktaş-Bursa arasında geçmişten kalan hesaplaşma... Herkes bunlarla ilgilenirken, futbolcular sahada sadece kendi görevlerini yaptılar. Bu en çok Beşiktaşlı futbolcuların işine yaradı. Çünkü İnönü Stadı'nda büyük baskı altında oynayan futbolcular baskılar başka yönlere kayınca rahattılar. Engin İpekoğlu ile büyük bir çıkış yakalayan Bursaspor, Beşiktaş karşısında taktik anlayış olarak en güzelini yaptı. Hücuma çıkarken az adamla bunun yanısıra savunmada çok adamla oynayıp Beşiktaş'a karşı ataklarda fırsat tanımamaya çalıştı. Eğer Zafer Biryol ikinci yarıda yakaladığı pozisyonları gole çevirebilseydi, dün akşam İnönü Stadı'nda bütün atmosfer çok farklı olurdu. Ayrıca Zafer Biryol'un bu pozisyonları bulması da Beşiktaş savunmasının bu anlardaki zaafı olarak gözüktü. Oysa hem Gökhan Zan hem Koray Avcı maçı baştan sona büyük bir performansla götürdü. Beşiktaşlı futbolcular daha önce de söylediğim gibi baskıdan uzak oynarlarken, daha üretici olabiliyor. En önemlisi 1-0 yenik durumdan sonra ikinci yarıyla birlikte kolay bir şekilde öne geçmeyi bildiler. Zaten Tigana'nın Burak Yılmaz ve Richardinho değişikliği de Beşiktaş açısından oyuna hareket getirdi. Siyah-beyazlılar rahat motivasyonlarıyla Bursaspor karşısında ikinci yarıda oldukça iyiydiler. Hem Kleberson'un hem Serdar'ın orta alandaki performansları oldukça yüksekti. Bir kere daha bu maç gösterdi ki; hesaplaşmalar futbolcularla seyirci arasında olmadığı zaman bu, Beşiktaş'ın lehine oluyor. Beşiktaşlılar futbolcularına özellikle İnönü'de ılımlı bir şekilde sahip çıkmak mecburiyetindeler. Genel hava böyle olunca; Beşiktaş futbolcularını da kazandı. En önemlisi yaptığı kurtarışlarla kaleci Runje taraftarın gönlünde bir anda taht kurdu. Hakem Tolga Özkalfa da maçı gayet iyi yönetti. İbrahim Akın'ı ikinci sarı karttan atmakta da haklıydı. Hesaplaşması bol olan karşılaşmada inisiyatifini iyi kullandı.