Dobrowski ortadan hücum ediyor, solunda Ahmet Dursun, sağında Sergen... Ahmet eliyle işaret ediyor, Sergen'e at diye... Fener savunması o sırada bomboş ve çaresiz. Diyeceğimiz şu ki, böylesine zayıf bir takım karşısında Beşiktaş, neden farka gidemedi? Direkten dönen toplar, Rüştü ile karşı karşıya kalıp kaçırılan fırsatlar... Beşiktaş, her zaman F.Bahçe'yi böyle kolay bulup yenemez. Tek kelime ile F.Bahçe, zayıf bir ekip. Beşiktaş sol kanadında İbrahim, hallaç pamuğu gibi Fener'in sağ kanadını silkeledi. Sağ tarafta Dobrowski inanılmaz bir şekilde çalıştı. F.Bahçeli futbolcular, sadece Beşiktaş'ın kanat ataklarında tir tir titredi. Orta alanda gerek Tayfur, gerekse Pancu, adeta saha boşmuş gibi oynadı. Beşiktaş'ın kolay galibiyetini sadece F.Bahçe'nin zayıf bir takım oluşuna bağlamak istemiyorum tabii. Lucescu, bu karşılaşmada işin kolayını bulmuştu. Demişti ki, uzun top kullanın, bu maçı kolayca kazanın. Beşiktaşlı futbolcular, bunu o kadar kolay ve güzel uyguladılar ki, iki golün dışında isteselerdi, 5 gol daha bulabilirlerdi. Uzun paslarla aranan gol çalışmalarının en tipik örneği ise Cordoba'dan gelen topun Sergen tarafından mükemmel bir şekilde F.Bahçe filelerine gönderilmesiydi. Tamer Güney, ne yaparsa yapsın bu sene postu sermiş F.Bahçe'yi ayağa kaldırmak mümkün değil. Tamer hoca, Ümit Özat'ı ikinci yarıda orta sahaya alırken ne düşündü bilmiyoruz, ama herhalde bakarsın birşeyler olabilir düşüncesi vardı. Futbol tabii ki raslantılarla oynanmıyor. Beşiktaş kolay kazandı dedik. Ben Beşiktaş'ın F.Bahçe karşısında ne olursa olsun bu kadar rahat kazanacağını hiç düşünmedim. Bu sebeple maçtan da keyif almadım. Sergen, beklenenleri tam anlamıyla verdi, ancak Beşiktaş'ta üzerinde konuşulması, durulması gereken bir futbolcu daha var; o da İlhan Mansız. Çocuk, bir gol atsa da stresten, sinirden kurtulsa. Gol atamadıkça ne yaptığını bilemiyor İlhan. Biraz nasihate ihtiyacı var... Bu maç Beşiktaş-F.Bahçe maçları tarihinde siyah-beyazlıların en kolay galibiyet elde ettiği maç olarak spor sayfalarının içinde yer alacak.