Eğer F.Bahçe, Sakaryaspor maçında galip gelseydi, hakem hatalarının üstüne böyle gider miydi? Bir başka deyişle, hakem hatalarına rağmen yenseydi, böyle sert tepki gösterir miydi? Kesinlikle hayır. Önemli olan puanları alabilmek. Geçmişte bunların pek çok örneği var. Galip geldiğin zaman hata da olsa sesin sedan çıkmaz. Eğer puan yoksa, veryansın hakeme. Aslında bu olaylar bir komedi zinciri gibi. F.Bahçe'nin Sakarya tepkisine, diğer kulüplerden hemen cevap geliyor. Diyorlar ki, "Peki senin geçen sene ellerinle attığın goller ne olacak?" Eeee ne olacak canım, tabii ki onlara ses çıkmayacak. Olaylar çocuk mantığı içinde, böyle komik diyaloglarla sürüp gidiyor. Bu işler bugünün işleri değil, yıllardır böyle. Ne zaman aklı başında çareler aranacak bilmiyoruz. Yok Federasyon Başkanı Ulusoy olduğu sürece F.Bahçe şampiyon olamazmış, yok kim 100. yılında ise o şampiyon olmalıymış, mış mış da mış. Hani derler ya, "Anlat be kardeşim. Yalan olsa da hoşuma gidiyor" diye. Bizim işler de böyle. Anlat be kardeşim, benim hoşuma gitsin de ne olursa olsun. İster yalan, ister doğru olsun. Alıştırmışlar bir kere, yenilginin gerçek sebebini anlatmayacaklar, transfer bombaları diye aylarca herkesi uyutacaklar. Ceplerindeki paraya göre yapacakları transferleri milletten gizleyip, Roberto Carlos'u iki saatte getirirdim, getirmezdin diye kayıkçı düellosu yapacaklar. Biz de dinleyeceğiz. "Helal olsun abi. Ağzına sağlık" diyeceğiz. Daha önce de yazmıştım. Şu transfer döneminde geçen isimlerin fiyatlarını alt alta koyup yazın, 100 milyonlarca dolar tutar diye. Ama kimse bunun hesabını yapmaz. Neden? Çünkü, anlı şanlı isimler geçiyor ya, hayal ufkunda uçuyoruz ya. Bunun için. Olsun be kardeşim. Yalan olsa da hoşuma gidiyor. Ne yapalım, futbol bu. Ne söylesen oluyor, endaze yok, soran eden yok. Anlat, nasıl olsa yenilince mazaretimiz de hazır: "Hakem yaktı be abi"... Sanmayın ki hakem arkadaşları kolluyorum. Onlar da sektörün bir parçası. Kim bilir belki de bu komedi zinciri onların işine gelip, hoşlarına gidiyor. Nasıl mı? Şöyle; düşünün bir hakem hiç durmadan, hatasız, mükemmel maç yönetsin, kimse kendisinden bahsetmesin, gazeteler yazıp, televizyonlar, radyolar söyleyip göstermesin. Ne işe yarayacak yaptığı işler? Kocaman bir hiç. Yani maç başına birkaç bin YTL için bu iş yapılır mı abi? Adımızın dillenmesi lazım. Yolda, kırda yürürken, "Bak falanca gidiyor" desinler. Abi o gol müydü diye sorsunlar. Eeee bunlar olmayınca ne işe yarar hakemlik? Onun için bu komedi onların da işine geliyor. Bir yanlış düdük, büyüklerin bir yenligisi, ertesi gün medyada boy boy resimler, söylenenler. Hoş iş gerçekten bu hakemlik. Bir düdükle, milyonlarca dolarlık sektör bir senfoni disiplini içinde harekete geçiyor ve bozulmayan düzeniyle büyük komedyayı sürdürüyor.