Transfer bombaları

A -
A +

Geçen sezon Pierre van Hooijdonk için neler yazmadık. Futbolunu anlata anlata bitiremedik. Bir bakıyorsunuz gol atmış, bir bakıyorsunuz kalesinden gol çıkarıyor. Böyle futbolcular kolay kolay yetişmez. Hele bizim ülkede seyretme şansını her zaman bulamayız bu yetenekleri. Bu yıl Daum ile aralarında sorun yaşandığı için pek forma bulamadı... Aslında Hooijdonk elimizden sabun gibi kayıp giden futbolculardan biri oldu. Ben öyle soruna falan pek aldırmıyorum. F.Bahçe'nin hücum bölgesinde Anelka, Nobre, Alex gibi isimler yer alınca, Pierre'in de transferinin daha önce yönetim tarafından gerçekleşmesi, doğal olarak sorunları ortaya çıkardı. Şimdi F.Bahçe'den ayrılmış bu seçkin futbolcunun nesini konuşuyoruz? Aziz Yıldırım, Daum'un ardında durdu da ondan... İyi de yaptı. Çünkü sonsuz ekonomik imkana sahip olmayan kulüplerin mutlaka planlı hareket etmeleri gerektiği fikrini oluşturmaya çalışıyor başkan. Hücum bölgesinde yığılmış yıldız futbolcuları ile F.Bahçe'nin nasıl sıkıntılar yaşadığını gördük bu sene. Bu ortaya çıkışın sorumlularından biri de yönetimin yanında Daum. Şimdi bu aksak kadroyu tamamlamak da yine yönetimle birlikte Daum'a düşüyor. Fakat gitti gidiyor diye yapılan söylentiler, şampiyonluğu kovalarken yaşanan sıkıntılar önümüzdeki yılın oluşumunu baltaladı mı acaba? Şimdi haberlere bakıyoruz, pek çok flaş isim dolaşıyor. Hamit Altıntop, Emre, Nihat, bilinmeyen yıldızlar ve hatta Roberto Carlos... Bir yanda akılcı gelişmeler var diye sevinirken, öbür tarafta Real Madrid'in bile hepsini bir arada transfer edemeyeceği yıldızlar topluluğu. İnsanın içini karartıyor... Yine ciddiyetten uzağız diye... Daha da kötüsü, kalmasına sevindiğimiz Daum'un sayılan isimlerle bir alakası yok diye... Güya bu hoca kalacak. Onun ve yönetimin çalışmalarıyla F.Bahçe Şampiyonlar Ligi için yapılanacak. Birileri yine ortalığı karıştırıyor imaj yapalım diye. Kafaları karıştırıyor... Asıl zor olan bu transfer balonlarını aşmak. Umarım Aziz Başkan aşar. Venus Williams Ünlü tenisçiyi İstanbul'da izleme fırsatı bulduk. Hatta kimsenin aklına gelmez, Boğaziçi Köprüsü'nde trafiği kesip gösteri maçı bile yaptırdık... WTA İstanbul Cup Tenis Turnuvası'nın daha da gelişmesi için yapılan girişimler mükemmel... Düşünceler de öyle... Bakınız bu turnuvanın ödülü de 200 bin dolar. Diğer ödülleri ve harcamaları da hesaplarsak, nereden baksanız 500 bin dolarlık bir organizasyon... Bunun sponsorları vardır, destekçileri vardır, yardımcıları da vardır... Organize edenler diyorlar ki, "Gelin şu turnuvayı izleyin. Ey medya, gelin şu spor olayını, sadece futbol olmaktan çıkaralım" Heyhat, nerede?... Tribünlere bakıyorsunuz, bomboş. Medyada şöyle böyle yer almış. Ne yaparsanız nafile. Biz çözümü bulamadık da belki bir bilen olur diye yazdık... Ufuk Özerten Merkez Hakem Komitesi'nin yeni başkanı şöyle diyor: "Türkiye'de namuslu olan yüzde 98'i temsil ediyoruz. Yüzde 2'lik yaygaracılara pabuç bırakmayız." Söz ne zaman söylenmiş? F.Bahçe - G.Saray maçından önce. Ne için söylenmiş? Maçın hakemi İsmet Arzuman'ın atanması üzerine... Kime söylendiğini sormuyorum. Çünkü o zaman dananın kuyruğu kopabilir. Veya eveleme geveleme olabilir. Yalnız hoşuma giden bir şey var. Hani "Dinsizin hakkından imansız gelir" derler ya... Şimdiye kadar hakem camiası şamar oğlanına dönmüştü. Kafası bozulan hakemlere aklına geldiği gibi salladı durdu. Kimse de bu söylemlere karşı bir çözüm bulamamıştı. Adeta hakemler yalnız başlarına kalmışlar, koruyanı yok, savunanı yok. Şimdi Ufuk Özerten konuya yeni bir boyut getiriyor, "Namussuz yaygaracılara pabuç bırakmayacağız." Hayırlısı bakalım...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.