Lig başlarken tek bir soru var. "Bizim takım nasıl?" Her sezon başında taraftar bunu merak ediyor. Ben de merak ediyor. Süreç ilerleyince tecrübeme dayanarak söylüyorum. Hazırlık karşılaşmalarındaki performans pek değişmiyor. Önce F.Bahçe 'ye bakalım. Bu yıl yaptığı transferlere bakalım. Alex, Murat Hacıoğlu, Deniz, Fabiano, Serkan akla gelen isimler. Geçen yıl Van Hooijdonk gibi mükemmel bir futbolcu hâlâ görevde. Hem de lig ortası performans sergiliyor adeta. Juventus ile oynadıkları son oynadıkları hazırlık maçını henüz Alex'le ve diğer futbolcularıyla oturmamış görüntüye rağmen kazanmayı bildi. Dikkat edin goller tek vuruşlu toplardan geldi. Ve bunların altındaki imza da Hooijdonk. F.Bahçe için söylemeye çalıştığım şu; kadronun üzerine daha büyük yapılanma gerçekleştirecek futbolcular geldi. Bu açık seçik görülüyor. Yabancıları dışında Murat Hacıoğlu'nun performansı en azından dikkat çekiyor. Lâfı uzatmadan şunu söyliyeyim; F.Bahçe'nin önü net bir şekilde açık. Gelin G.Saray'ın transferlerini sayalım. Conceicao, Tomas, Song. Kulübün açık borç yüküne rağmen oyunu yönlendirebilecek transfer yapıldığını söyleyebiliriz. Aslına bakarsanız geçen yıl inanılmaz şekilde herşeye rağmen oluşabilecek bir takım varken bunu bozan Fatih Terim'den sonra bir daha toparlanamayan kadro bu sene eski futbolcularıyla iş yapabilir. Porto maçında Ergün ve Hakan Şükür'ün kombinasyonunda gelen gol bir futbol gösterisinin ürünüydü. Düşünüyorum ki; G.Saray'ı G.Saray yapan özellikler eski futbolcularıyla en azından bu yıl yeniden oluşabilir. G.Saray ayrıca bunu yapmak durumunda. Böyle görüyorum G.Sarayı'ı neden çıkış yapamıyacağını veya böyle düşünüldüğünü ben anlayamıyorum. Carew ve Okan'ın dışında, aslında Carew'i de görmedik ama yapılan transferler takımın üzerine yenilik getirecek kapasitede değiller. Daha önceki hazırlık maçları ve Herhta Berlin maçı açıkça bunu gösterdi. En azından Beşiktaş'ta kanatların senelerdir iş yapmaması üzgünüm bu sene de devam edecek. Zaten Beşiktaş'la ilgili geçen hafta geniş bir yorum yapmıştım. Kısaca özetlersem, kanat organizasyonu olmayan bir takım orta sahada oyunu kurgulayacak dört dörtlük bir futbolcusu olmayan Beşiktaş, önümüzdeki sezona F.Bahçe ve G.Saray'a göre hüzünle bakıyor. Bu üç büyük kulübümüzün bana göre görüntüsü böyle. Bu yüzden olağanüstü değişiklikler olmazsa, F.Bahçe ve G.Saray, Beşiktaş'ın önünde yeralır. En azından ben bunu böyle görüyorum. Güle güle Suat hoşgeldin Suat Boyu kısa, bedeni çabuk, aklı büyük kaç tane futbolcu hatırlıyorsunuz? Bir elin parmaklarını geçmez. Suat'ın yeşil sahalarda özellikle orta sahadaki mücadelelerini öyle bir gözünüzün önünden film şeridi gibi geçiriverin. İşte o futbolculardan birisiydi Suat. Bu kadar mı? Hayır kendisine yapılan sert hareketlerde yere düşüşünü de hatırlayın. Yüzünde en küçük bir kin duygusu göremezdiniz bu anlarda da. Şov yapmayı asla sevmezdi. Sadece görevini en iyi şekilde yerine getiren bir futbolcuydu. İnsan üzülüyor, futbulculuğun bütün özelliklerini taşıyacaksınız "futbolu bıraktı diye söylemiyorum" ve beyefendi bir kişiliğe sahip olacaksınız. Böyle futbolcular sahalardan ayrıldıklarında acaba yerleri dolar mı diye düşünüyorsunuz. Ben Suat'ı yakından da tanıdım. İnsani ilişkilerinde güzellikler vardı. Tabi ki; Suat bu güzelliklerle futbolun diğer penceresinde de sürdürecek hayatını. Aktif futbolda gösterdiği başarıyı Suat bundan sonra da inanıyorumki mutlaka gerçekleştirecek. Güle güle Suat hoşgeldin Suat. Yıldız Tilbe Yaz günü İstanbul trafiği biraz hafifliyor. Hele benim gibi şehrin bir ucundan, diğer ucuna iş için hergün gidip gelenler herhalde bundan memnun. Ne yapacaksınız yol uzun vakit geçirmek için arabanızda CD dinliyorsunuz. Geçenlerde ben de Yıldız Tilbe'nin eski bir CD'sini yıllar sonra dinledim. Sanatçıyı sanatçı yapan öne çıkaran ilk eserlerinden birisi "Delikanlım". Bilineni tekrar ilân etmeyeceğim. Ama kendi kendime dedim ki; Böyle bir şarkıyı yıllar önce gerçekleşktiren birisi neden o performansını aşamıyor. Bekliyorum ki; Delikanlım'ı aşacak pek çok eser vermeliydi Yıldız Tilbe. CD devam ederken bunları düşündüm, sebebini aradım. Herhalde dedim, popilizim herkesi sarıp sarmalıyor. Yıldız Tilbe de ne yapsın buna ayak uyduruyor. Şimdiki, şarkıları kötü mü ? Değil. Değil ama "Delikanlım"ı aşmalıydı. Sanatçı kendisi için değil toplum için aşmalıydı. Zaten çok büyük sanatçı olmanın kuralı da bu değil mi? Şöyle hatırladım da bunu gerçekleştirebilen ilk isim olarak aklımıza Sezen Aksu geldi. Ender bir sese sahip olan Yıldız Tilbe inanıyorum ki; çok büyük sanatçılığa canı isterse ulaşabilir.